Nöbetçi Eczaneler
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde emeklilere moral olacak bir açıklama yaptı. Dedi ki:
“2002 Aralık-2025 Temmuz döneminde en düşük emekli aylığında reel olarak yüzde 621 oranında artış sağlanmıştır. Aylıklara enflasyonun oldukça üzerinde artış yapılmış, alım güçleri desteklenmiştir.”
Ben bu açıklamayı okudum, sonra pencereden dışarı baktım…
Yolda yürüyen emekli var mı diye bakıyorum.
Görünmüyor.
Muhtemelen dışarı çıkamıyor. Çünkü sıcakta bile klimayı açmak “lüks” oldu.
Ama bakalım, neymiş bu yüzde 621’lik mucize?
621 diyor da, enflasyon kaç?
2002 Aralık ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE), 104,12 idi. 2025 Haziran ayında bu rakam 3132,17 oldu. Yani ne olmuş? Fiyatlar 30 katına çıkmış.
Kabaca söyleyelim: Enflasyon, 22 yılda %3000 civarında artmış.
E şimdi…
Eğer siz maaşı reel olarak %621 artırdıysanız, bu demektir ki emeklinin maaşı enflasyonla birlikte 231 katına çıkmış.
Vallahi bravo.
Yani 2002’de 250 TL alan bir emeklinin bugün 57.750 TL alması lazım.
Ama gerçek ne?
En düşük emekli maaşı şu an ne kadar.
Ve bu rakam, asgari ücretin bile altında.
Demek ki ya biz başka ülkede yaşıyoruz…
Ya da “reel” kelimesiyle “reel Madrid” falan kastediliyor. Çünkü bu reel artışı emekli göremiyor.
Emekli mutlu mu?
Şimşek diyor ki: “Alım gücü desteklendi.”
Şimdi sormak lazım: Hangi markette?
Hangi pazarda?
Hangi eczanede?
TÜİK’e göre desteklenmiş olabilir, çünkü onlar her ay başka bir evrende yaşıyor gibi veriler yayınlıyor. Ama sokağa çıkın, bir emekliye sorun:
- Kirayı ödeyebiliyor musun?
- Et alabiliyor musun?
- Tatil mi? Hadi canım sen de!
Cevap net: Emekli, torununa harçlık veremiyor.
Çocuğuna muhtaç, devletine küskün.
Ama resmi verilere göre durum şahane. İşte o yüzden bazen rakamlar bile yüzünüzde alaycı bir gülümsemeye neden olur.
Sonuç?
621 kere maşallah!
Yeter ki siz söyleyin, biz de inanalım.
Ama dışarıda 8.000 liraya kiralık daire bulamayan emekliye bu “reel artış”tan bir lokma düşmüyor.
Herkesin bildiği bir gerçeği tekrarlayalım:
İstatistik, doğru kullanıldığında harika bir illüzyondur.
Ama gerçekler? Onlar buz gibi ortada.
Emeklinin buzdolabı gibi…
