Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Halil FERAH

“Ağam bizimle eylenir”

Bu sözleri duyacağımız hiç aklıma gelmezdi. Diyeceksiniz ki ne duydun? Aslında siz de duymuşsunuzdur. Bakan Işıkhan laf arasında emeklilerin maaşlarını ödemek için gayret gösteriyoruz mealinde bir açıklama yaptı. Eyvah dedim içimden, demek emeklilerin maaşlarını ödeyecek para kalmamış. Meclis’e var, müteahhite var, ihaleler için var ama emekliye maaş için para yok derlerse şaşırmayın. Tam bunları sindirmeye çalışırken önüme bir başka açıklama düştü, açıklama aynen şöyle

“Değerli yolcularımız,
13 ocak 2025 itibarıyla, yüksek hızlı tren, ana hat ve bölgesel tren bilet tarifelerimiz, enflasyon ve yeniden değerleme oranlarının altında bir oranlama ile güncellenmiştir.”

Sonra baktım, bu açıklamanın nasılsa kimse kontrol etmez mantığıyla yapılmış bir açıklama gibi olması dikkatimi çekti. Çünkü yeniden değerleme oranı  43,93, öte yandan yıllık enflasyon 44,38, peki yapılan zam ne kadar  yüzde 44. Enflasyon ve yeniden değerlemenin nasıl altında oluyor bu zam?

Sonra dedim ki tam bir “ağam bizimle eylenir” açıklaması.

Sonra bir baktım bu aslında iyi olan açıklama imiş zira gazeteci İsmail Saymaz da bazı hesaplar yapmış ve paylaşmış.

Buyurun o rakamlar ve yapılan zam oranları:

Çanakkale köprüsü: Yüzde 288
YSS köprüsü: Yüzde 300
Osmangazi köprüsü: Yüzde 318
Avrasya tüneli: Yüzde 325
15 Temmuz köprüsü: Yüzde 453
FSM köprüsü: Yüzde 453

Nasıl iyi mi?

Asgari ücrete %30, emekliye %16 civarı zam yap, otoyol ve köprülere bu zamları yap.

Tam bunları düşünürken sosyal medya da bu durumu özetleyen bir hikaye çıktı karşıma onu da sizinle paylaşayım.

Lokantanın birinde o yörenin en tanınmış pehlivanı çorba içiyormuş….

Derken zayıf cüsseli bir müşteri daha girmiş içeriye. O da çorba istemiş. Garson çorbayı getirmiş, müşteri limon da istemiş. Garson “Beyefendi son limonu şu karşıdaki beye verdim maalesef limonumuz kalmadı” der.

O sıska görünümlü müşteri de, “Olsun o beyefendinin sıktığı limonu getir” der.
Garson da “Aman beyefendi, o buraların en namlı pehlivanı, onun sıktığı limonda su mu kalır?” der. Müşteri “Olsun kardeşim, sen getir” der. Pehlivan da olanları göz ucuyla seyretmektedir.

Garson gider, pehlivanın masasındaki sıkılmış limonu getirir ve masasına bırakır.

Pehlivan sıkılmış limonun suyunun çıkmayacağını bildiği için bıyık altından gülmektedir.

Yeni gelen  o sıska görünümlü müşteri, suyu sıkılmış limonu alır ve öyle bir sıkar ki, çorbaya inen suyun şırıltısı öbür masalardan duyulur. Hem  Pehlivan hem de diğer müşteriler şaşkınlık içinde kalmıştır. Özellikle gururu da kırılan pehlivan sıska müşterinin yanına gider ve;
“Bu yörede gücü ile nam salmış en ünlü pehlivanım ben. Sen kimsin ki bu limondan hala su çıkartabildin? Bana adını bahşeder misin yiğidim” diye sorar?

Sıska görünümlü adam “Tabii” der, “tabii, adım Mehmet Şimşek…”

Sıkılmış limondan su çıkaran Mehmet Şimşek elinde kalan limon kabuğundan ne yapacağını mutlaka düşünmüştür.

Az kaldı öğreniriz.



YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER





Verified by MonsterInsights