Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey’den önemli açıklamalar (Görüntülü)

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, gerçekleştirilen “Mayıs Ayı Değerlendirme Toplantısı”nda belediyenin güncel faaliyetlerini basın mensuplarıyla paylaştı.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, gerçekleştirilen "Mayıs Ayı Değerlendirme

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, gerçekleştirilen “Mayıs Ayı Değerlendirme Toplantısı”nda belediyenin güncel faaliyetlerini basın mensuplarıyla paylaştı.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası’nda düzenlenen değerlendirme toplantısında konuştu.

Video

Başkan Bozbey’in konuşmasından satır başları şöyle:

“Dün maalesef üzücü bir olay yaşandı, bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Terminal civarında bir otobüsümüz, şoförün hatalı davranışı nedeniyle, çok net söylüyorum, bir gencimizi kaybettik. Ben aileye başsağlığı diliyorum, aradım ama ulaşamadım; bugün ulaşırım. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Bir motosiklet kullanan bir gencimiz, şoförün hatalı davranışından ve hatalı dönüşünden dolayı otobüsün altına girip vefat ediyor. Başımız sağ olsun, çok üzüldük. Bunu da belirtmek istiyorum.

Tabii ki yine dün yaşadığımız ve bir daha yaşanmasını arzu etmediğimiz olay, saat 4.30 civarında maalesef kötü bir olayla, bir kumpasla karşılaştık. Bu kumpasların bundan sonra olmamasını diliyoruz. Siyaset böyle bir şey değil; kurumları yıpratma anlayışını artık bu tür düşüncelerden uzak tutmamız gerekiyor. Bizler burada hizmet üretiyoruz ve hizmet üretmeye de devam edeceğiz. Onun için ürettiğimiz hizmeti eşit, adil ve hesap verebilir, şeffaf anlayışla yapıyoruz. Yaptığımızda sürekli yineliyoruz, bunun aksini söyleyen de.

Bu kumpasların artık son bulmasını istiyoruz çünkü toplum bunları kabul etmez. Teknolojilere baktığımızda bu denli ilerlediği bir süreçte açığa çıkmaması da mümkün değil.

“ASLA CEZASIZ BIRAKMAYIZ”

Diyeceksiniz ki, kumpas ne? Dün sosyal medyaya düştü, sonra birdenbire zayıfladı çünkü olayın üzerine ciddiyetle gittik. Biz gittik, emniyet de üzerine gitti, sorduk, sorgulattı. Hakikaten böyle bir şeyi kabul etmiyoruz. Bugün Cumhurbaşkanlığı makamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin makamıdır. Her kim cumhurbaşkanı ise, onun posterinin, resminin yerlerde olması, yere serilmesini asla kabul etmiyoruz. Çok net söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden o makamlarda olan ve eşdeğer makamlarda bulunan insanların fotoğraflı posterleri yerlerde olmaz, yerlerde sürülmez. Buna karşıyız ve bunu yapanları asla cezasız bırakmayız.

Olay Mehmet Akif Kültür Merkezi’nde gerçekleşiyor. Araç, bizim araç şoförleri bir şeyler getiriyor, tekrar geliyor, bir daha giriyor ama ondan sonra gittikten sonra hemen içerideki temizlikçi çıkıyor ve o evraklarla beraber yere sermeye başlıyor. Görüntü burada arada fazla değil. Sonra kadın temizlikçi içeri giriyor, işini bitirdikten sonra muhtemelen haber veriyor. Ardından biri geliyor, ifadeleri çok çelişkili. Birkaç dakika kadar sonra bu kişi direkt yanaşıyor, oradan görüntü alıyor ve geldiği, bu da servis ediliyor. Bu kadar basit, bu kadar adi, bu kadar ahlaksız bir yaklaşım. İfadesinde kadın çelişkili, namaz kılıyordum diyor, ikindi namazını kıldığını söylüyor. Sonra ikindi namazı 5:03’te ezan okunuyor, dört geçe sosyal medyaya giriyor. Bu tutmadı, kadın farklı bir şey söylüyor, onların da tutmuyor. Bunları zaten savcılığa da intikal ettirdik, hepsinin takibindeyiz. Üstelik bu hiç yok.

“HİÇ KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAYACAĞIM”

Şoför gece saat 11 – 12 civarında Kestel‘in bir bölgesinin derenin kenarında belediyenin aracıyla şoförü aldık. Oradan sabıka ekipleri gittiler, oradan aldılar. Belediyenin harcının gece orada kullanılma ihtimali hiç yok. Şoförü de biz emniyete teslim ettik. Emniyet, sanıyorum bugün soruşturma açacak. Bunun arkasında kim var, kim yaptırdı, kim bu işe alet ettirdi, bunların hepsinin aslında savcılıkça mutlaka tespit edilmesi lazım. Personelimiz de burada tamamını uyarmak istiyorum. Huzurlarınızda hepsini seviyorum. 13.800 personelimiz var, hiçbirini birbirinden ayırmıyorum ama böyle şeylere bulaştıktan sonra hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağımı da belirtmek istiyorum, çok net.

Tamamen düzmece, tamamen kurgu bir olay. Bu, Büyükşehir’i yıpratma çabası; bu kadar basit değil. Siyaset de bu kadar basit değil, arkadaşlar.

Siyaset, toplumun sorunlarına çözüm üretmektir; siyasetçinin görevi budur. Siz, toplumun sorunlarına çözüm üretecek davranışlar oluşturmalısınız. Aksi takdirde, bu tür düzmece olaylarla Bursa Büyükşehir’i gündeme getirme çabasını gütmek akıl karı değildir. Kim bunu organize etmişse, umarım son olur. Çünkü bunların zaman zaman kokularını mecliste de alıyoruz, maalesef mecliste de yaşıyoruz. Bu anlamda umarım bunlar son olur. Biz Bursalıyı düşünmek zorundayız; Bursa’nın seçtiği belediye başkanıyız, bir meclis üyeleriyiz. Niçin seçildik? Sorunlarına çözüm bulunması ve önerilerde bulunarak Bursa’nın daha yaşanabilir bir kent olması için buradayız. Yoksa hoş olmayan görüntülerin, o küfürlerin olduğu bir meclis olsun, bizi seçmediler. Bu anlamda bu yaşananlara hakikaten bir anlam veremiyorum, üzülüyorum. Ama bir insan olarak üzülüyorum; bunlar insanlığa yakışmayacak hareketler, insanlara yakışmayacak durumlar. Bunların bir daha olmamasını diliyoruz. Bunlarla ilgili soruşturma devam edecek; savcımız etkin bir biçimde çalışacaktır. Ama bizim isteğimiz, gerçekten bunun arkasında kim tarafından yapıldığının çıkarılmasıdır. Çünkü basit gibi görünse de, bize göre basit değil, arkadaşlar. Bu, belki de başka bir organizasyonun ayak izleri de olabilir. Sizler Twitter’da zaman zaman okuyorsunuz; işte önemli. Gerçekten bir yıldır belediyeyi tanıdık, birçok konuya hâkimiz.

Ancak bazı şeyleri yeni yeni bulabiliyoruz, bunları tartışacağız. Bugün konu başlığımız aslında ulaşım. Bıçak Festivali‘nde maalesef o gün rüzgâr vardı. Çıkışında oradaki bir parçanın eleştiri olduğunu değerlendirir bir parçanın düşmesi nedeniyle bir vatandaşımız yaralandı. Ona geçmiş olsun diliyorum, acil şifalar. Şu an hastanede, ancak talihsiz bir olay, tabii ki istemediğimiz bir olay. İnşallah kısa sürede o aileye de geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Bu tür olayların yaşanmaması en büyük arzumuz, ama yaşandığında hepimiz üzülüyoruz.

ULAŞIMDAKİ GREV

Bugün Ulaşım Daire Başkanlığımızın yürütmüş olduğu çalışmaları, Burulaş, Bursaray, BUDO gibi özellikle ulaşım konusunda neler yaptık, neler yapıyoruz bu yıl ve neleri önümüzdeki yıllarda planlıyoruz, sizlere bu anlamda bilgiler aktaracağım ve paylaşacağım. Bu konunun dönemini biliyoruz; ulaşımın Bursa’da trafikle beraber nedenli son olduğunu hepimiz yaşıyoruz. Hatta bir grev söz konusu oldu. Gerçekten ben buralara dayanışmaları için yürekten teşekkür ediyorum. 12 saatlik bir grev yaşadık ama bu 12 saatlik grevde sosyal medyadaki “Benim arabamda üç kişilik yer var, şu güzergahta gideceğim, öğrenci varsa bırakayım ya da aracımda ben götürebilirim” gibi o mesajlar beni gerçekten çok duygulandırdı. Onun için Bursalılar, bu dayanışma Türkiye’ye örnek olmalıdır. Bursalılar, teşekkür ediyorum. Sözleşme sağlandı ve sona erdi, her iki taraf için de hayırlısı olsun, çalışan arkadaşlarımıza da.

Ancak sendika, işçilerle birlikte işveren tarafında en azından nasıl bir anlayışa sahip olduğunu, hem ekonomik anlamda hem de diğer anlamda taleplerini bu şekilde ortaya koymalıdır. Sadece ücret sendikacılığı doğru değildir. Arkadaşlar, sendikalar işleri eğitmelidir; bu işçilerin sosyal yanını güçlendirmelidir. Sendikalar, o insanların üyelerinin kültürel anlamda birikimlerini güçlendirmelidir. Çalışanlar, bunu yapmayıp da sadece “ücret zamanı şunu alacağız, bunu vereceğiz, bunu istiyoruz” gibi bir anlayışla sendikacılığın doğru olmadığını söylüyorum. Umuyorum ki sendikasız bir toplumu asla düşünmediğimiz gibi, ama sendikaların da bu yönde çalışanlarına ve aileleriyle birlikte hem sosyal hem de kültürel yerlerini güçlendirme konusunda eğitimler vermelerini ve iş konusunda da yaptıkları işler hakkında anlayış bu olmalıdır. Bunun karşısında sendikada aynı şekilde olmalıdır ve iş yerimizde çalışanlarımız da istediği sendikaya katılabilmelidir.

Ancak sendika, işçilerle birlikte işveren tarafında en azından nasıl bir anlayışa sahip olduğunu, hem ekonomik anlamda hem de diğer anlamda taleplerini bu şekilde ortaya koymalıdır. Sadece ücret sendikacılığı doğru değildir. Arkadaşlar, sendikalar işleri eğitmelidir; bu, işçilerin sosyal yanını güçlendirmelidir. Sendikalar, o insanların üyelerinin kültürel anlamda birikimlerini güçlendirmelidir. Çalışanlar, bunu yapmayıp da sadece “ücret zamanı şunu alacağız, bunu vereceğiz, bunu istiyoruz” gibi bir anlayışla sendikacılığın doğru olmadığını söylüyorum. Umuyorum ki sendikasız bir toplumu asla düşünmediğimiz gibi, sendikaların da bu yönde çalışanlarına ve aileleriyle birlikte hem sosyal hem de kültürel yerlerini güçlendirme konusunda eğitimler vermeleri ve iş konusunda da yaptıkları işler hakkında anlayış bu olmalıdır. Bunun karşısında sendika da aynı şekilde olmalıdır ve iş yerimizde çalışanlarımız da istediği sendikaya katılabilmelidir. Üye olmalıdır; o konuda zaten bir sözümüz yok.

Kendi örgütlenmelerini kendi yapabilecek kabiliyette de çalışanlarımız nerede olacaklarını, neresi daha bizi toplumla buluşturur, hem de geleceğimizi garanti altına alır diye bu konuda bilgi birikimleri var. Bu bağlamda ben çalışma arkadaşlarıma da yaklaşımlarından dolayı teşekkür ediyorum. Böylece 12 saatlik bir süreç sonucunda sonuç tatlıya bağlandı. Tabii ki bitmiş oldu. Bizler tüm personelimizi, hep söylüyorum, 13.800 personelimiz var. Biz personelimizin hiçbirini birbirinden ayırt edemeyiz; hepsi bizim için değerli, kıymetli. Yaşam standartlarının tamamının yüksek olması ve göğsünü gere gere bir yerden bir yere ulaşması, gitmesi, kendini iyi hissetmesi bizim için önemli. Biz buna bakıyoruz. Tüm çalışanlarımıza onun için teşekkür ediyorum.

ULAŞIM SORUNU

Sorun, trafik ve ulaşım ile ilgili yapılması gerekenler elbette birikerek ortaya çıkıyor. Biz asla şunu demiyoruz: “Araç arttı, bu yüzden trafik sıkıştı.” Bu doğru değil, arkadaşlar. Biz her yıl Bursa’nın trafiğine ne kadar araç girdiğini biliyoruz; bilmek zorundayız zaten eğer bu işi yürütmek istiyorsak. Ama bunu yaparken planlama şart. Her zaman söylediğim bir şey var: Bursa’yı planlayamadılar. Yani bir yere yığıldık. Siz bir yere her şeyi yığıyorsanız, her şey bir odaya dolmuş gibi olur; evinizde odada gezecek yer kalmaz. Ne yaparsınız? Yaşayamazsınız orada, sıkıntı çıkar. Onun için planlama hataları Bursa’yı bu hale getirdi. Şimdi bunları düzelteceğiz. Bunları bir mazeret olarak söylemiyorum; bunların sorun olduğunu ve bu sorunların çözüm noktasında dayanıklı bir biçimde arkadaşlarımızın ifade etmek için söylüyorum. Onun için 1/100.000 plana önem veriyoruz. Kendi bir yerden yoğunlaşmak değil, kenti yaygınlaştırmak ve böylece insanların bir yerden bir yere ulaşırken hem güvenli hem de zamanında ulaşmasını sağlıyoruz.

BURSA’NIN ANAYASASI

Yine arkadaşlarımız 1/100.000 planı yılsonuna kadar aşağı yukarı yapacaktır. Ben, ilk altı ay içerisinde 2006’nın ilk altı ayında bu planın, yani Bursa’nın kent anayasası planının onaylanacağını, yürürlüğe girdikten sonra da artık herkesin ona sahip çıkması gerektiğini söylemek istiyorum. Çünkü çok üzerinde durduğumuz ve bütün Bursa’nın katmanlarıyla konuşarak, tartışarak talepleri yaptığımız bir plan. Herkes için; siyasiler de içinde, iş insanları da, esnaf da, köyde, kırsalda yaşayan vatandaşlarımız da, muhtarlarımız da, hepsi içinde, STK’lar da, odalar da herkes için. Yani bu kent anayasası, hep birlikte oluşturacağımız Bursa’nın bir anayasası olacak. Biz sadece bu anayasaya öncülük eden bir anlayışla ortak koymaya çalışıyoruz. Ama Bursalılar bu kent yazısını yapıyor ve yapmaktadırlar.

ULAŞIM HİZMETLERİ

Ulaşım, karmaşık bir yapı; birçok konunun içine girdiği ancak bu karmaşık yapıyı sadeleştirmek bizim görevimiz. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak 5180 km bir yol ağına hizmet veriyoruz. 1094 kilometresi bunun ana arterler, 4086 kilometresi de kırsal kesimden oluşmaktadır. Şunu düşünmeyin, bunun tamamı Bursa’daki yolların tamamı olarak değerlendirilemez. Bizim uhdemizde, Büyükşehir uhdesinde olan toplam 5180 kilometrelik yolumuz var. Onun haricinde karayollarının da, ilçe belediyelerinin de yolları var. Ayrıca 455 tane köprümüz var ve 85 adet de alt ve üst geçit olmak üzere bunların hem hizmetlerine hem eksikliklerine, aynı zamanda sürdürülebilirliğini sağlıyoruz.

Tabii, 2024-2025 döneminde bordür, tratuvardır, arazi yollarının açılması, sıva kaplama gibi çalışmalarla birlikte 17 ilçe dahil olmak üzere yaklaşık 2 milyar TL’nin üzerinde bir bütçe oluşturduk. Özellikle 136.000 tondan fazla asfalt kaplaması ve 147.000 metre² civarında duvar hizmeti gerçekleştirdik. Tabi bunları ekipmanımızla, müteahhitlerle ve çalışanlarımızla birlikte, yaklaşık 200 kamyon ve 110 iş makinamızla, hemen hemen birçok mahallemizde talep eden ailelerimizin tamamını destekleyen bir anlayıştayız.

Aynı zamanda önümüzdeki süreçte de 530.000 ton civarında asfalt serimi yapacağız. Asfalt uygulaması yapacağız; 1061 mahallemizde de hizmet üretiyoruz ve hizmet üretmeye de devam edeceğiz. Özellikle kırsal dağ yöresi olsun, köylerimizin talep ettiği sıcak asfalt konusu da zaman zaman bizim muhtarlarımızla tartıştığımız ve birlikte karar aldığımız konulardan bir tanesi. Biz özellikle mahalleler arasında soğuk asfalt, ama köyün içerisine geldiğinde sıcak asfalt ve parke taşı öneriyoruz. Muhtarlarımızla bunu paylaştık, onlara neden olduğunu da anlattık; onlar da ikna oldular. Bu şekilde devam ediyoruz. Tabii karla mücadele, 1061 mahallemizde ekiplerimizle birlikte anında müdahale ederek hiçbir sorun çıkmadan bu süreci yaşamış olduk.

AYKOME’DEKİ SÜREÇ

AYKOME Altyapı Koordinasyon Merkezi’nde burada bir değişiklik yaptık. Altyapı Koordinasyon Merkezi, benim yıllardır eleştirdiğim bir kurumdur; 1999’dan beri eleştirdiğim bir kurumdur. Onlarla ilgili toplantı yaptık ve bir dizi karar aldık. Kurumlar artık birbiriyle haberleşiyor, birbirleriyle iş bölümü yapan bir duruma geliyorlar. Daha tam anlamıyla kurulur mu derseniz, tam bizim istediğimiz ölçüde olmadılar. Yavaş yavaş bu ölçüye geliyorlar. Onlar da kamu kurumu, biz de kamu kurumu muyuz? Örneğin, bir yere asfalt yapacağız. Eğer orada elektrik ya da altyapı ile ilgili telekom, gaz gibi işler yapılmadan vatandaş, “Bir an önce asfalt yapılsın, üzerinde konforlu bir sürüş yapayım ya da o yoldan öyle geçeyim” der; bu da hakkıdır. Ancak bunlar yapılmazsa, o asfaltın ne kadar kaliteli yaparsanız yapın, bir yerden kesildiğinde asfaltın ömrü bitmiştir, arkadaşlar.

Asfaltın tonajı çok yüksek, maliyeti de yüksek. Onun için kurumlarla, özellikle iş birliği yapma konusunda iyi bir organizasyon yapısı oluşturduk. Bunu daha da geliştirerek, AYKOME’nin bir yapı altyapısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun aslında tümüyle belediyelere verilmesi taraftarıyım. Bunları belediye yapsın, hele hele bırakın onlar yapsınlar, tahsilatını, maliyetini, mal tahsilatını ödesin. Belediye bir kere yapsın, bir daha da asfalt kazılması olmasın. Bunun örneklerini çok yaşadık. Sonra vatandaş ne diyor? Biz zaman zaman belli eleştirilerde bulunuyoruz. Dün asfalt döktünüz, bugün kızıyorsunuz, kime para kazandırıyorsunuz diye eleştiriyorlar. Haklılar. Bu maalesef AYKOME’nin bu yapısını değiştiriyoruz.

UKOME’NİN ÇALIŞMALARI

Tabii ki UKOME var, bizim yine üzerinde durduğumuz Ulaşım Koordinasyon Merkezi. Yaklaşık 11 civarında toplantı yapıldı; hem belediye otobüslerinin hem de halk otobüslerinin güzergahlarının belirlenmesi için. Aktarma istasyonları dahil olmak üzere bunların tümü, bu komedi konuşulan otobüs ya da tramvay raylı sistem yok, aynı zamanda taksiler ve halk otobüsleri de var. Yine 17 ilçemizde burada alınan kararlar son derece önemli. 311 karar alınıp uygulanmıştır. Bu konuda titizlikle çalışıldığını, özellikle trafiğin rahatlaması konusunda kararların titizlikle alındığını ifade etmek istiyorum. Burada zaman zaman belki de size geliyordur; dolmuşlarla taksilerle ilgili. Bunlar da arkadaşlar, biz açık, şeffaf ve adil biçimde adet plan tarafından tamamlanması taraftarıyız. Hayri’nin dolmuşların taksiye dönme süreçlerinin uzamasıyla ilgili olarak, Büyükşehir olarak biz değiliz ama bu konuda odasıyla görüşüyoruz. Yakın süre içerisinde biz dolmuşların tamamının taksiye dönmesi için çaba gösteriyoruz. Bunu yakın zaman içerisinde tamamlayacağız. Buna yetiyor mu, yetmiyor mu? Yeni duraklarla taksiler yapıldığında, sonraki anlayışımız minibüsleri biz taksiye çevirerek kent içindeki minibüsleri nasıl azaltırız diye program uygulayacağız. Bunlar da önümüzdeki sürecin konularından bir tanesi.

Toplu taşıma revizyonları, özellikle duraklarla ilgili çalışmalar son derece önemlidir. Her birinin aslında konfor için yapıldığını belirtmek istiyorum. Aşağı yukarı kentimizde 6750 taksi var. Dolmuş sayısı epey azaldı; 823 tane minibüsümüz var. Artık minibüsleri yavaş yavaş azaltmamız gerekiyor. Neticede, trafikte önemli bir sorun oluşturuyor. Aynı 12 metrelik araçlarla üç misli daha fazla yolcu taşımamız mümkün. Yine çalışmalar devam ediyor.

Tabii, servis araçları konusunda biraz yoğunluğumuz var; yaklaşık 6663 tane servis aracı var Bursa’da. Diyeceksiniz ki, az mı çok mu? Bana göre çok. Neden çok? Çünkü 3 milyon nüfusumuz var. Merkezdeki 2.700.000 civarındaki nüfusumuzu düşünün. Beş ilçede burada 6700 civarındaki bir servis aracının yolda olması demek, yedi ile çarptığınızda 42-43 kilometrelik bir güzergah yapar.

Bunu yan yana koysanız, 22 km iki tane iki şerit birbirine değerek gider. Onun için bunların sürekli trafikte olması bizim istemediğimiz bir konudur. Bunların da toplu taşıma araçlarıyla mutlaka çözülmesi ve raylı sistemlerle bunların çözümlenmesini hedefliyoruz. Bunu belirtmek istiyorum; bu konu önemli. Bu kadar servis var, yani bunların dışarıda mı kalacak kaygısından öte, biz konforlu trafik için bu çabayı göstermemiz lazım. Güvenli ulaşım bizim isteklerimizdir.

Trafik levhalarıyla yol çizgileri ile alakalı genel sinyalizasyonla ilgili önemli bir merkezimiz var. Yine kentimizde yapay zeka ile ilgili çalışan 48 tane akıllı kavşağımız var. 260 merkez bağlantısı var; bunların 206’sı araç sayım kamerasıyla da kavşaklardaki düzeni ve bekleme süresini azaltmaya çalışıyoruz. Son bir yılda bekleme sürelerinde %28 civarında bir azalma sağladık. Bu sistemi kullanarak yaklaşık 6000 litre bir tasarruf elde ettik; bu aslında ülkeye olan bir katkıdır, değerli arkadaşlarım. 2025’in sonunda üç akıllı kavşak ve üç dinamik kavşak oluşturacağız. Kavşak sayısında %10 artış sağlamış olacağız. Yine en az 15 noktaya da sinyalize kavşak talepleri var; bunlarla ilgili çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bursa’da ulaşımın sorunlu olduğu bir kent hedefiyle yepyeni bir plan ve yepyeni bir anlayışı hayata geçiriyoruz. Bu anlayışın üç temel ayağı var: bilim, ortak akıl ve sahada planlama. Niye sahada planlamayı önemsiyoruz? Çünkü yerinde tespitlerin planlamayı desteklediğini ve doğru çözümlere ulaştığımızı görüyoruz. Onun için önemsiyoruz. Tüm kamu kurumlarıyla, ilçe belediyeleriyle ve zaman zaman teknik ekiplerle sahada oluyorlar. İşte bunu yaptığımızda yapılan işlerin çok daha doğru sonuçlar verdiğini görüyoruz.

Ulaşım ekiplerimiz yerinde incelemeler yaparak muhtarlardan ve vatandaşlardan gelen talepleri, orada da sorunları gidermektedir. Tabii burada özel nüfusun kent merkezinde %70’inin yaşadığını düşünürsek, burayı daha hassas bir şekilde değerlendirdiğimizi, yani bu hücrelere analizler yapıldığını, bilimsel anlamda yine sonuçların nasıl ortadan kalkacağına dair çalışmalar ortaya koyduklarını ve sorunu çözdüklerini belirtmek gerekir.

“PARAMIZI BOŞA HARCAMAK İSTEMİYORUZ”

Tabii ki sıcak asfalt, satı kaplama gibi konuların da önemli olduğunu ifade etmiştim. Ancak bugüne kadar bizler kurumda maalesef nereleri sıcak asfalt yapmışız, bunların biri bir yere bağlanmamış. Yani geriye dönük olarak da aşağı yukarı 15 yıldan itibaren bunların tamamını işliyoruz. İşleyeceği ne zaman, bunu yaptığımızı bilmemiz lazım, ne kadar yaptığımızı bilmemiz lazım. Ve orada yine yol deforme olmuşsa, bu yolun imalat hatasına mı kaynaklı yoksa başka bir sorunu mu var, onu da test etmek amacıyla bu yapıyı oluşturuyoruz. Şu anda paramızı boşuna harcamak istemiyoruz. Yani kısacası, ölmeden simülasyonunu yapmadan hiçbir projeyi hayata geçirmiyoruz. Yaptığımız her işi bu anlamda yapıyoruz. Yaparsak doğru sonuç aldığımızı gördük. Mudanya yolunda yapılan uygulama belki sizler kullanıyorsunuzdur, orası ama ne kadar rahatladığını ilk etapta 1-2 gün sıkıntı geçirdi, çekildi, farkındayız. Ancak direkt geçmek isteyenler oldu, onun da farkındayız. Ama birkaç gün içerisinde o yöne giden sürücüler şu anda normal akışını yakaladılar ve onu kullanıyorlar. Bir akış sağlandı.

Bu akışı yine doğuda arkadaşlarımız planlamaya devam ediyor. Yine Ata Bulvarı’nda yapılan uygulamayla ilk birkaç gün Ata Bulvarı’nda da sorun çıktı, şikayetler başladı. Sonra orayı kullananlar sistemi öğrendikten sonra orada rahatlama oldu. Burun gibi dokunuşlar ve ilave olarak yapılan işler trafiği rahatlatma yönündedir. Tabi rahatladı mı? Elbette ki tam rahatlamadı, illa ilaveler yapılacak. Alternatif yollarla ilgili çalışmalarımızı hızlı bir biçimde yürütmeye çalışıyoruz. Bunların sonuçlarını daha sonra alacağız.

ÇALI – DEMİRTAŞ METROSU GELİYOR

Yeni ulaşım projesi ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Örneğin, Çalı-Demirtaş raylı sistemle ilgili çalışmalara başlıyoruz. Tamamen metro sistemi düşündüğümüz için, evet, bunlarla ilgili çalışmaları şimdiden başlatıp sonuç almak istiyoruz. Yaklaşık 22 km civarında olacak. Çalı’dan Demirtaş’a sadece bu hatta yaklaşık 700.000 kişinin o hattı kullanması mümkün olacak. 16 istasyon olarak öngörüyoruz, bunu da üç etapta planlıyoruz. Yunuseli-Küçük Sanayi arasında dokuz kilometrelik, YunuseliDemirtaş arasında dört istasyon olacak, 7 km civarında. Sonra Çalı-Küçük Sanayi’yi bağlayıp 5 kilometrelik bir hat planlıyoruz.

T5 HATTI MÜJDESİ

Ön çalışmaları devam ediyor. Diğer taraftan, T5 tramvayı için verdiğimiz bir hat planlıyoruz; o da önemli. Yaklaşık 10 km uzunluğunda, dokuz istasyondan oluşacak bir hat. Paşa Çiftliği, Mimar Sinan ve Bursa Teknik Üniversitesi istasyonları Bursa’ya entegre olacak. Hatta bir düşünce var; oradan bir hastaneyi de oraya katabilir miyiz diye bir proje var. Ama o geçişin teknik olarak mümkün olup olmadığı sonradan belli olacak. Biz bu sarayla da hep bunları kesişme noktasında birleştirmek istiyoruz. Aksi takdirde yolcuyu bir yerden bir yere aktaramayız. Diyelim ki, Demirtaş’tan bindi FSM’de indi; istasyondan Bursa’ya binecek, kent merkezine çıkacak. Bunun gibi alternatif çözümleri oluşturmaya çalışıyoruz. Bu konuda yaklaşık 420.000 kişi yine tramvay hattını kullanmak durumunda olacaktır. Özellikle kent merkezinde T1 ve T2 hatlarının Bursaray ile entegre olmadığını hep eleştirdik. Şimdi onun çalışmasına başlıyoruz. Şimdi T1 hattını, T2 hattını Bursaray ile bütünleştireceğiz.

Bursaray’dan çıkan hemşerilerimiz dışarı çıkıp yürümek istemiyor. 500 metre civarında bir yer.

Öyle bir çalışmamız var ki, bu sene yalnızca yılın ikinci yarısından sonra başlayacağız ve bitirmeyi hedefliyoruz. Bununla ilgili son aşamaya geldik. Yapılacak işlerden bir tanesi üniversite. Biliyorsunuz, en son durak üniversite. Görükle Balkan Mahallesi entegrasyonu. Tabii, bakanlık tarafından yapılacak. Henüz daha bakanlığın yapacağı ifadesi yer aldı. Biz bir an önce tamamlanmasını istiyoruz.

Söylemek istiyorum ki, işlerin tamamı aslında Bursa Büyükşehir Belediyesi devreye girdikten sonra bakanlık yapıp size hibe yaptım demiyor, demeyecek de. Yine bizim aslında yüklenileceğimiz bir borç olacak ama programını aldığı için söylüyorum bunu. Bakanlığın bir an önce harekete geçmesini istiyoruz.

Geçit Bademli Nilüfer Çayı Köprüsü şu an planlandı. Devlet Demir Yolları’nda bir çalışma var, hızlı tren çalışması var. Oradan yine geçit, yine şehir hastanesi bağlantısı var. Aynı şekilde o da yapılıyor ama o da bize teslim edildikten sonra biz onun parasını ödemeye başlayacağız. Muhtemelen de belki gelirlerimizden direkt kesilecek ama bir an önce tamamlanmasını istiyoruz. Önemseğimiz bir kavşak projesi son aşamaya geldi, DSİ ile bir sorun yaşadığı için.

İSTANBUL CADDESİ

İstanbul Caddesi’nde de bir düzenleme yapıyoruz. Bizim İstanbul’dan gelen, önemsediğimiz bir cadde. Burada da, orada yapmış olduğumuz düzenlemelerle hem asfalt yenilemesi yapacağız, aynı zamanda toplu taşıma ile ilgili yerlerin düzenlenmesi de olacak. Orada bazı işgaller var, bunların ortadan kalkması sağlanacak. Böylece vatandaşlarımız bu yoldan Bursa’ya doğru gelirken, biraz daha güvenli ve farklı bir kente girdiklerini hissetsinler diye bu projeleri dikkate aldık.

Karapınar tarafında yine güney imar yolu dediğimiz Otosansit Değirmenönü’nde burayı da tamamlıyoruz. Hemen hemen birçok şey tamamlandı, altyapılarda bir eksiklik var. Bu eksikliği tamamladıktan sonra bağlantıyı sağlamış olacağız. Bu yol devam edecek.

Devam eden bu süreçte kestel taşımayı dikkate alarak oradaki çimentonun arkasından eski İnegöl Bursa yolu vardır, onu direkt İnegöl yoluna çıkarmayı hedefliyoruz. O zaman burası rahatlayacak. İnegöl’den gelen Ankara yoluna değil de Yıldırım’ın içine, güney tarafına girip oradan ulaşabilecek duruma gelecek.

Altyapı istekleri şu anda gideriliyor ve yakın zaman içerisinde tamamlanacak. Yine Mineral Çavuş Balat’ta, o kısımda da cezaevinin karşısında önemli sıkıntılar yaşanıyor. Onun da çözümü için ağustos ayında eylül ayına kadar orayı tamamlamayı istiyoruz.

Akpınar Flent kavşağındaki sorunu çözüyoruz. Giriş çıkışlarda sorunlar yaşanıyor, bunları da önümüzdeki ayın sonuna kadar buradaki çalışmalarımızla halletmeyi planlıyoruz. Aynı zamanda Sıcaksu – TOKİ bölgesinde de çalışmalara başladık, yakında orası faaliyete geçecek. Hem yeni yolların açılması hem de Doktor Sadık Ahmet Caddesi ile Nilüfer Caddesi bu bölgedeki yolları tamamlayıp birbirlerine entegre hale getirmiş olacağız. Hedefimiz Temmuz ayı sonuna kadar tamamlamak. Bursa ulaşım planı tamamen yenileniyor ve bunu önemsiyoruz. Bir yerden bir yere sağlıkla ve konforlu ulaşmak bizim ana hedeflerimizden bir tanesi. Yedi ilçede bir ulaşım planı yapılmıştı, daha sonra 2018’de güncellendi. Biliyorsunuz, bu planı tamamen yeniliyoruz. Artık onları da düşünerek Bursa ulaşım ana planını oluşturuyoruz. Bunu önemsiyoruz. Anket yapılacak, o anketlerden çıkan sonuçlar burada değerlendirilecek ve Eylül ayında yeni planlama sürecini başlatacağız. Tabii ilki gerçekleştirerek Bursa ulaşım planını entegre olarak da lojistik ana planı da yine yapmış olacağız. İlk defa Bursa’da uygulanacak bir plan bu lojistik ana planı sayesinde ortaya çıkarmış olacağız.

KÖPRÜLERİN BAKIMI

455 civarında köprümüz var ve bu köprüler, tabi bugüne kadar incelenmemiş bir ekiple birlikte, tamamı teknik olarak inceleniyor. Üzülerek belirtmem gerekir ki bazı köprülerimiz sıkıntılı. Şimdi bunlarla ilgili finans kaynağı oluşturmamız lazım; olumsuz bazı durumlarla karşılaşmamız mümkün. DSİ’ye de biraz görev düşüyor çünkü daha önceki yıllarda yapılan köprüler, deredeki metreküp hacme göre yapılmış. Şimdi bu hacim üç katına çıktığı için köprülerin planlanması ve maliyetleri de artacak. Ama bu konuda bütçemize uygun bir şekilde, en kritik olanlardan başlayarak yenilemek ya da güvenli hale getirmek istiyoruz.

Acemler kavşağı durmazlar, orası tamamlanan örneklerden bir tanesi. Orhaneli kavşağıyla da bir çalışma yapıyoruz. Şu anda dağ yöresinden gelecek araçların, özellikle tonajlı araçların, oradan yani kentin içine girmeden bu çalışmayı yürütüyoruz. Fatih Sultan Mehmet Bulvarı çoktandır ele alınmamış; yapıldığı günden beri o konuyla da ilgili bir çalışma yürütüyoruz. Orayı tamamen yenilemiş olacağız. Ata Bulvarı ve Hamitler Yolu’nda kentsel dönüşüm çalışmaları yapıyoruz. Bunları yapmadığımız takdirde yine Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’na ve yakın çevre yoluna oradan ulaşacak ve bizim stadyumun oraya çıkmadan, yeni stadın oraya çıkmadan, Acemler’e çıkmadan arkadan dolanarak direkt Nilüfer’den istediği yere gitme imkânına sahip olacak. Böyle bir sistemi öngörüyoruz. Onun için yoğunlaştığımız bölgelerden bir tanesi de özellikle Hamitler İmar Yolu’nun düzene sokulması. Tabii maliyetli bir konu; hat olarak yaklaşık bir buçuk kilometrelik bir hat görünüyor ama üzerinde yoğun bir yapılaşma var. Bu yapılaşmalarla ilgili arkadaşlarımızla görüştük. 1050 konutlarda daireleri var; burada takas yaparak böylece o yol açıldığında Ata Bulvarı, Çalı’ya kadar gidecek. Tabii ki Çal Sanayi’den gelen, Kayapa, Hasanağa ve oradaki sanayiden gelen yol, direkt alt taraftan, güneyden çevre yolu ya da İstanbul yolları, Ankara yoluna kadar devam edecek. O sistemin kurulmasını hedefledik ve arkadaşlarımız çalışıyorlar.

Tabi durmazlar Kavşağı civarında biz şu anda projelendirdik fakat oradaki yoğunluk takip ediliyor. Çok daha fazla yoğunluk arttığında orada farklı bir projeyi yine hayata geçireceğiz, bunun hazırlığını da yapıyoruz. Alternatif kuzey çevre yolu üzerinde de alternatifler üzerinde çalışıyoruz. Tıpkı Kestel Üniversitesi arasındaki, biliyorsunuz, danışma kurulunda ikinci kat tartışıldı; bir katlı yol yapılabilir mi diye Kestel Üniversitesi arasında fakat olumsuz çıktı ve onun kesinlikle yapılmaması kararı alındı, zaten kaldırıldı. Yalnız tartışması bilim insanları ile konuşulması orada zaten bir projenin olamayacağı da ortaya çıktı.

“SOKAĞA ATILACAK BİR KURUŞUMUZ YOK”

Yine kuzey çevre yolu ile ilgili çeşitli alternatifler üretiyoruz. Yani Bursa’nın trafiğine ne kadar pozitif etkisi olacak? Güney çevre yolu var, daha önce Bursa’da tartışılan ama özellikle kritik konuların tartışılması ve burada doğru karar verilmesi gerekiyor. Aksi takdirde Bursa’nın parası belli, arkadaşlar, sokağa atılacak bir kuruşumuz yok. Doğru iş yaparsak alırız diye düşünüyoruz. Bunları tartışacağız.

BURULAŞ’TAKİ SON DURUM

Biraz da Burulaş’tan bahsedelim. Burulaş’ın yaptığı hizmetlerden söz edelim. Toplu iş sözleşmesini tamamladık ve tarafların anlayış ve yapıcı yaklaşımları sayesinde 12 saatte grevi bitirmiş olduk. Son bir yıl içerisinde otobüslerle yaklaşık 235.000 civarında insan taşımışız ve raylı sistemlerle de toplamda baktığımızda 3.300.000 Bursalıyı kabul edersek, yani her Bursalı aşağı yukarı 100 kez aracı kullanmış. Böyle bir kapasitede gece seferlerimiz var; orada da ilgi gittikçe artıyor. Yine otobüslerde yaklaşık 33.000 civarında hemşehrimizi taşımışız, ayrıca 64.000 hemşerimizi raylı sistemlerle evlerine ulaştırmışız. Tabii terminalde de hareketlilik çok fazla oldu. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 477.000 civarında araç terminalden kalkış yaptı. 477.000 araç, yani otobüs ve 14 milyon yolcunun taşındığını biz söyleyebiliriz, sadece Bursa terminalinden şehirler arası giden vatandaşlarımız.

Yine Bursa Kart ile ilgili farklı mobil hizmetleri sunmaya devam ediyoruz. Bu konuda çalışmalar sürerken, bir taraftan da tanıştıklarımız bizim için önemli. Yani bunların bedellerini biz yine Bursalılar adına Burulaş’a veriyoruz. Yaklaşık olarak 53 milyon civarında ücretsiz kullanım var bir yılda. Yani 354 milyon yolcunun 53 milyonu ücretsiz taşınmış durumda. Aslına bakarsanız, özel günleri de katarsak buna 9 milyon civarında da özel günler var. Ayrıca aktarma istasyonları üzerinden aktarma yapanlardan ücret almıyoruz.

Gittiğin kadar öde sistemini Bursa’da getirmiştik. Eğer beş durak gidiyorsa 5 durak ödüyor, 10 durak gidiyorsa onu ödüyor. Daha önce böyle bir sistem yoktu. Bununla ilgili olarak 5 milyonu geçen bir sayıyı yakaladık. Zaten parayı iade ediyoruz. Öğrenci binişleri önemli; öğrenci binişleri arttı. Neden arttı? Türkiye’nin en ekonomik, en düşük fiyatlı öğrenci ulaşımını sağlayan bir anlaşmamız var. 6.75 TL’ye öğrenci bir yerden bir yere ulaşıyor. Bu nedenle de 48 milyonu geçti; daha da artacağını düşünüyoruz. Biz bunları artırdığımız sürece, 19 Mayıs Mahallesi’nde yoğunlaşan o trafik sorununu da yavaş yavaş ortadan kaldıracağız diye düşünüyorum. Liseliler, ortaokul düzeyinde de toplu ulaşım düzeyine geldiğinde aileler çocuklarını götürmeyecek; yani servisler gitmeyecek. Hem güvenli bir yolculuk yapmış olacaklar hem de zamanında okullarına ulaşmış olacaklar.

Mobil kişiselleştirme, 17 ilçede kırsal mahallelerde anlık ihtiyaç duyulan alanlarda vatandaşın hizmet aldığı alanlarda sunuluyor. Tabii bir taraftan kara raylı sistem derken, denizle ilgili de geçen yıl başlamış olduğumuz iç deniz Körfez ulaşımını aynı anlayışla sürdürüyoruz. Yakın zamanda başlayacağımız seferlerimizle özellikle bu yaz her gün düzenli saatlerde hizmet vermeyi öngörüyoruz.

Burada hem körfezde ulaşımı sağladığımız gibi, körfeze ulaşımı sağlayacağımız gibi, aynı zamanda bir sosyal ve kültürel bağı da oluşturacağız. Bunu özellikle her gün ve belli saatlerde yapacağız. Geçen seneden biraz farklı olarak, bu konuda iki tane araç sipariş vermiştik. Ancak İstanbul’da gelişen olaylardan dolayı, bu araçları İBB’den satın alma girişiminde bulunmuştuk. Fakat maalesef oradaki durum, Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu‘nun suçsuz bir şekilde Silivri’de bulunması ve arkadaşlarının her geçen süreç içerisinde görevden uzaklaştırılması nedeniyle bir nevi bitirilmeye çalışılıyor. O yüzden araçlarımızı durdurduk. Önümüzdeki yıla biraz toparlanmasını umuyoruz. İnşallah Ekrem Başkanımız da aramıza döner ve sonrasında sistem oturur ve yine projelerimizi gerçekleştirebiliriz.

CRUİSE GEMİLERİ

Bir taraftan cruise gemileri ile ilgili arkadaşlarımız temasa geçtiler. Yakın süre içerisinde bir aksilik olmazsa Mudanya’ya bir kruz gemisinin yanaşması mümkün olacak. Burada hazırlıkları yapıldı, onlarla ilgili uluslararası standartlar var. O bölgeyi standartlara uygun hale getirmeniz gerekiyor. Bu konuda ancak tonajına göre 600 kişilik cruise gemilerinin yanaşabileceği varsayılıyor. Planlama buna göre yapıldı, ama daha yüksek yolcu taşıyan gemiler biraz daha açıkta olacaklar. Yine burada test edeceğimiz teknelerle.

Bu gemilerin Mudanya’ya, Körfez’e gelmesi Bursa için önemli. Bunları sürekli kırarsak çok daha verim alacağımızı ve Bursa’nın, Mudanya’nın da diğer ilçelerimizin de bundan faydalanacağını belirtmek istiyorum.

ŞİKAYETLER

Bazen Burulaş’la ilgili merdivenlerden çok şikayet alıyoruz. İstasyonlardaki merdivenlerle ilgili özel bir ekip oluşturduk; daha kısa sürede bunları da gideriyoruz. Ancak otomatik olarak da kameralarla birlikte merdivenler nerede çalışmıyorsa, hemen arkadaşlarımız kısa sürede oralara müdahale ediyorlar. Bu sarayda klimalarla ilgili de bazen şikayet alıyorum. Bunlarla ilgili olarak arkadaşların klimaların yenilenmesi devam ediyor. Diğer taraftan, raylı sisteminin de yıllardır kontrol edilmediğini ve maalesef geciktiğini biliyoruz. Bu konuda özel bir ekip oluşturduk; bu ekip aşağı yukarı tamamlama aşamasına geldi diye biliyorum. Ben bütün rayları teknik olarak inceledim ve bazı yerlerde maalesef araçların sürekli kullanılmasına bağlı olumsuzluklara rastladık. Bu olumsuzlukları kısa süre içerisinde hemen gideriyoruz.

BAKIM ÇALIŞMALARI

Ekip, gece 12’den sonra raylar üzerinde sabaha kadar çalışıyor. Sabah beşte altıda tekrar sistem yürümeye başlıyor. Onun için bunlar önemli çünkü önemsediğimiz bir konu güvenlik. Bir yerden bir yere aynı zamanda sistemin güvenli olması, araçlarla da ilgili sıkıntılar var. Araçlarla ilgili de sıkıntıları yine kendimizin oluşturduğu yerli yedek parçalarla takviye ettiğimiz klimalarda o yedek parçaları hem ekonomik elde ediyoruz, hem de dövizi dışarı vermiyoruz. Hem de burada esnaf kazanıyor.

Biz temizlikleri önceden garajlara çektiğimiz yerlerde yapıyoruz. Onları dahi Mobil sisteme dönüştürüp yerinde hemen temizleme sistemini geliştirdik. Böylece zamanı aktif olarak kullanmak amacındaydık ve bunu da sağlamış olduk. Budo iskelenin komple yenilenmesini sağladı.

Bursa kart sisteminde çok fazla çeşit kart vardı. Bunları sadeleştirdik. Arkadaşlar 27 çeşit kart vardı; tamamen sadeleştirerek hem vatandaşlarımız lehine hem de takip süreçlerinin çok net bir biçimde oluşmasını sağladık.

Diğer taraftan, engelsiz Bursa ulaşım uygulamasında aynı şekilde sistem üzerinden engellilerin refakatçiye ihtiyaç duymadan bir yerden bir yere ulaşmasını öngören bir projeyi hayata geçiriyoruz. Ayrıca, artık duraklarda ve istasyonlarda hedefimiz, hem Google Maps’te hem de Yandex navigasyon sisteminde yolcumuzun, vatandaşımızın orada hangi aracın kaç dakika, kaç saniye sonra burada olacağını ya da aracın nerede olduğunu not biçiminde görmesini sağlamak. Bunu da faaliyete geçireceğiz. Diğer taraftan, bu sarayın şehir hastanesinin hâlâ bitme süresinin 2026 olduğunu söylüyorlar. Araçlar alındı, 20 tane. Yine bunlar bitirildikten sonra, size söylediğim gibi Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak bunların paralarını biz hep beraber ödeyeceğiz.

Söğüt’te yeni Orhaneli olarak Burulaş ile bir tesis kurmayı hedefliyoruz. Orada yaklaşık beş megavatlık bir enerji elde etmeyi düşünüyoruz. Bu da önemli; çünkü yaklaşık tüm kurumlarımız, şirketlerimiz ve iştiraklarımız dahil olmak üzere 250 megavat civarında bir harcamamız var. Bu 250 megavatın %50’sini enerjiden elde etmek için bir para veriyoruz. 250 milyon civarında elektriğe veriyoruz. Böyle bir parayı da yine Bursalılar adına elektrik sistemine ödemiş oluyoruz.

TERMİNALDEKİ ÇALIŞMALAR

Terminalde iyileştirmeler yaptığımızdan bahsettik. Orada terminalle ilgili bazı iyileştirmeler yine gündemimizde. Bursa’ya otobüsle gelenlerin ilk kez Bursa’da ayak bastığı yer sadece çevresi değil, orada çalışanların da Bursa’ya gelen misafirleri en iyi şekilde karşılaması gerekiyor. Bu konuda da arkadaşlarımız yine bir çalışma yürütüyorlar.

Oradaki personel nasıl davranıyorsa, Bursalılar da öyle görüyorlar. Bunun için orada gelen misafire esnafın onlara karşı davranışı, hepsi etken. Aynı zamanda çevresinin düzenli ve Bursa’ya yaraşır olması, bu konudaki çalışmalar devam ederken daha farklı çalışmaların önümüzdeki süreçte buralarda göreceğiz.

Otoparklarla ilgili talepler yoğun bir şekilde devam ediyor. Kent içinde mekanik otopark sistemini öngörüyoruz ama bununla ilgili zaman zaman çalışmaları sürerken, diğer taraftan da kamuda, örneğin TOKİ‘nin bulunduğu bölgede TOKİ’ye ait bir otopark var. Birkaç kez talep ettik ancak verilmedi. Sebebini bilmiyorum ama verilse de biz de orayı en azından kamuya açıp otopark olarak değerlendirecektik. Bursa’nın önemli sorunlarından biri tır parkları. Nilüfer’de var, çok şikayet alıyoruz.

Onların doğru farklı bölgelere aktarılması gerekiyor. Aynı şekilde kamyon garajı ile ilgili çalışmalarımız var. Onları bulundukları bölgeden daha güvenli ve konforlu bir alanda hizmet vermelerini sağlayacak şekilde doğuda ve batıda planlamalarımız var. Bunun için de arkadaşlarımız çalışıyor.

KARAVANPARK

Yine taleplerden biri, Bursa’da karavan yeri var mı, karavan parkı var mı? Evet, Nilüfer’de bir tane var, küçük. Bu konuda da özel bir çalışma yapıyoruz. Bursa’da hem İstanbul yolu civarında hem de kentin başka bir yerinde karavan parkları oluşturup karavan turizmini de Bursa’da hakim kılmak istiyoruz. Esnafı ziyaret etsinler, burada birkaç gece kalsınlar; hedefimiz bu. Diğer taraftan, tabii teknesi olanlar Bursa’da yarış arayışı içerisinde. Bursalılar denize ısınmaya başladılar. Onun için tekne sahibi olan sayısı fazla; küçük büyük fark etmiyor ama yer konusunda önemli bir sorun var.

Proje, bakanlıktan tam olarak izin çıkmadığı için beklemede. Şu anda izin çıktığı takdirde hemen faaliyete geçeceğiz. Bursa’da yine yat limanı konusunda adım atmış olacağız. Belki ikinci ve üçüncü de ihtiyaçtır diye düşünüyoruz.

VAKIF MALLARI

İkinci konumuz vakıf malları ile ilgilidir. Vakıf malları milletin malıdır, kimsenin tekelinde değildir; milletçe kullanılmalıdır. Bunu hedefliyoruz. Özellikle son yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından uygulamaya konulan 5700 sayılı Vakıflar Kanunu var. Bu kanunun 30. maddesine göre maalesef birçok vakıf malıdır ya da vakıf kültürel malıdır diye el konulan yerler var. Bursa, bunların örnek kentlerinden bir tanesini oluşturuyor. Vakıf, sadece Bursa’da satın alınmış, yıllar önce belediyeye kazandırılmış ya da belediyede olan birçok taşınmaz, üzgünüm ki vakıflar tarafından el konulmuştur.

“VAKIF BÖLGE MÜDÜRÜ ORAYA ÇÖKERİM OTURURUM DEDİ”

Bunlardan bir tanesi en çarpıcısı Bursa Tarihi Belediye Binası‘dır. Biliyorsunuz ki 1880’lerde, 70’lerde yapılan bir yapı fakat 1928’de belediye adına tescillenmiş. Ancak vakıflar ne diyor, biliyor musunuz? Senede bizden 1.440.000 TL kira istiyor. Vakıflar bölge müdürünü aradım, dedim ki doğru değil, bizim tespitlerimize göre burada vakıfla ilgili herhangi bir şey yok. Hiçbir şey yok. Üstelik vakıf kültür varlığının anlamı ne? Bunu zaten yargıda farklı değerlendiriyor. Ancak vakıflar adını yapıştırdığı yere el koyuyor. Dedi ki, sayın başkan, zaten 350.000 TL biz aylık değer koymuştuk, iki yüze indirdik. Ben de dedim ki, ya indir de tam şaka. Dedim ki, vakıfla ilgisi yok, 1870’ler ve 80’lerde yapılmış yapı, 1928’de belediyeye devredilmiş. O gün belediye dedi ki, üç gün içerisinde ödersiniz. Bursalılar, bakın bunu hiçbir vatandaşa söylemem, hiçbir yönetime de söylemem. Ne dedi biliyor musunuz? Herkes bilsin, ödemezseniz gider oraya otururum, o binaya taşınırım. Bunu söyleyen vakıflar bölge müdürü. Arkadaşlar, beynim döndü, siz ne diyorsunuz dedim. Sayın mı diyorsunuz, ne diyor, ne diyorsunuz, ne demek oraya çökmek, oturmak, taşınırım oraya dedi.

Arkadaşlar, sizinle bu konuyu konuşurken kira konusunun gündeme geldi. Kiralayacak mısınız, gerekirse kiraları ama kiralamam gerekirse ben otururum dedi. Şimdi ne diyeceksiniz, nedir arkadaşlar? Allah aşkına, bir vakıflar bölge müdürü Bursalı’nın malı, Bursa’ya ait olan bir tarihi bina. Ben oraya çökerim, böyle bir şey kabul etmem mümkün değil. Bir daha da bu sözleri duymak istemiyorum. O bina… 3 milyon Bursalının binası, vakıflar bölge müdürünün binası değil. O çok net, söylüyorum. Çok üzüldüm, böyle bir şey mümkün mü arkadaşlar? Böyle bir söz mümkün mü? Üç günde öderseniz ödeyin, oraya taşınırım, otururum, çekerim dedi. Ödemedik.

“MAHFEL’E DE EL KOYDULAR”

Bunlar hoş şeyler değil, onlarca binaya koymuşsunuz. Zaten bakın, sayacağım: Mahfel‘e de el koydular. Yani 2014 yılında belediyeye geçmiş bir yer, belediyenin taşınmazları arasında ama sadece “vakıf kültür varlığı” diye bir ibare koymuşlar oraya, oraya da el koymuşlar. Şehir kütüphanesi orası da aynı şekilde, yıllık 120.000 TL de para ödüyoruz biz oraya. Belediye binasından 1.400.000 TL istiyorlar yıllık ve burada da yine aynı şekilde 120.000 TL var. Yani mahkeme hamamı, el konulan yerlerden bir tanesi; Hakkı Paşa Konağı, Hüsnü Züber Evi, İncirli Hamamı, Beyazıtpaşa Medresesi, Umurbey Hamamı, Mudanya Tahir Ağa Hamamı, Hünkar Köşkü civarındaki arsa, Darphane Kültür Merkezi ve birçok taşınmaz benzer gerekçelerle maalesef Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin elinden alınmıştır. Bu yapılarda vakfa ait hiçbir tarihi eser bulunmamakta, bir kısmı tamamen belediye yatırımları ile düzenlenmiş, ihya edilmiştir. Tümüne dava açacağız. Arkadaşlarımız alıştırdı, vakıf kültürü ile alakalı hiçbir emare taşımıyor buralar. Bizim tarihi belediye binası ile ilgili bu açıklamaları asla kabul etmiyorum. Üçorası Bursalılar belediye binasıdır. Bu taşınmazların çoğu belediye eliyle inşa edilmiştir. Hep bazı hibe, satın alma ile belediye mülkü olmuş tesisler, bazıları takaslarla belediyeye geçmiş tesisler. Tarihi yapılar, niye Bursa Büyükşehir Belediyesi hem onları onarıyor hem tarihi kimliğini koruyor aslında bunları.

Yine tadilat yapılması gereken, üzerinde çalışılması gereken yapılar var. Emin olun, vakıflar bunların hiçbirine 1 TL harcamaz.

Acaba diyorum, tarihi korumak için değil de “bırakalım ne olursa olsun” gibi mi düşünüyor? Örneği var işte, Özlüce’deki yıkıldı. Arkadaşlar, söyleye söyleye yıkılmasına müsaade ettiler. Önceden de başlayanlar var, bizim dönemimizde de başlayanlar var. Yeni çıktı, daha kira işi. Arkadaşlarımız, hatta daire başkanımız gitti, pazarlık yaptılar bizimle. 350.000 istemişler, pazarlıkla 200.00O de diyor ki, “Bir de oraya indik.” Kimin malını kime kiralıyorsunuz? Bu taşınmazlar halkın, Bursa’nın malıdır, kimsenin değildir. Bursalıların ortak değeridir. Belediyemiz, bu yapılanları asla kabul etmediği gibi, bu söylem de dahil olmak üzere hepsini reddediyorum. Bursalılar adına kabul etmiyorum.

Hukuki ve idari anlamda da mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu konuda arkadaşlarımız, tüm bilgileri her yapı ile ilgili değerlendiriyorlar. Ne kadar eskiye gidiyorsa, oraya kadar gidip tümüyle ilgili bilgileri değerlendirdikten sonra hemen mahkeme süreçleri başlayacak. Ben inanıyorum ki mahkemece bunların hemen hemen tamamı geri dönecektir; dedikleri o şart oralarda bulunmamaktadır.

KURBAN BAYRAMI

Bir hafta sonra Kurban Bayramı’nı karşılayacağız. Öncelikle Bursalıların Kurban Bayramı‘nı kutluyorum; sağlık ve huzur içerisinde bir bayram geçirmelerini diliyorum. İki konuya dikkat çekmek istiyorum. Birincisi, evet, tatile gidecekler olacaktır; memleketine, köyüne, kasabasına gideceklerdir. Trafik alınır, ne olur, riayet edelim; giderken de gelirken de güvenle gidelim. İkincisi, Kurban Bayramı’nda önemli konulardan bir tanesi, kurban kesiminden sonra medyaya düşen o görüntülerin asla Bursa’ya yakışmayacağını düşünenlerdenim.

Hassas olmaları ve bu görüntülere müsaade etmelerini istiyorum. Ayrıca, kurbanla ilgili deridir; oradaki bazı atacak oldukları işkembedir, vesaire, sakatatır. Neyse, onlarla ilgili de il ilçe belediyeleri ile iletişime geçmelerini istiyorum. Geçmiş yıllarda bunları gördük; bazı yerlerde gidip doğaya bıraktılar ve köpekler orada onları iyice dağıttı. Hem koku hem de hoş olmayan bir görüntü oluştu. Onun için ilçe belediyelerimizden, tüm ilçe belediyelerimizin kurbanla ilgili bu çalışmalarını, bu kesinlikle ilgili çalışmaların tamamını tam anlamıyla yapmalarını ve oradan gelecek olan atıklarla ilgili de onları alıp bizim chat depo sahasına, özellikle de İnegöl’deki sahaya mutlaka götürülmesi sağlanmalıdır. Toplu kesim yerleri var; oralar için aynı şeyleri söylüyorum. Oralarda herhangi bir atık görülürse, ilçe gerekli müdahaleyi kesinlikle yapacaktır. Herkesin bilmesini istiyorum ve çevre cezası uygulanabilir. Onun için bu konuda çevre kirliliği yaratacak herhangi bir şey istemiyoruz. Ormanlara götürülen, oralara atılan kurban atıkları ile ilgili asla hiç kimse müsaade etmesin ve yapmasın. Bunu tüm hemşehrilerimizden bekliyoruz ve dikkatli olmalarını istiyorum. Sağlıkla, huzurla geçirecekleri bir bayram diliyorum.

MALİ DURUM

Son olarak mali durumumuzu paylaşacağız; herkes bilsin durumumuz nedir, ne olacaktır. Buski’nin borcu 17.8 milyara çıktı, arkadaşlar. Her ay artarak, döviz arttıkça borç artıyor. Burada esas sürpriz ne?

Yeni bankada 1.3 milyar civarında bir borcumuz olduğunu tespit ettik. Bir sene sonra oldu bu, çok ilginçtir. Yani bu faiz borcu görülmemiş, gösterilmemiş ama bankada faiz borcu var; kağıtta yok, bankada görünüyor. En son banka ödeme zamanı gelince karşımıza çıktı geçmişe yönelik bir faiz borcu 1.3 milyar. Ben diyordum ya, yaklaşık ortalama 1 milyar dolar civarında, birçok kişi karşı çıkmıştı. Nisana geldiğimizde 33.2 milyar borç olduğu görülüyor.

Buna sığınmıyoruz ama gerçeği görmemiz lazım. Büyük şehrin borçlarını düşürüyoruz, şirketlerin borçları azalıyor ama bir tek BUSKİ ile ilgili artan düzeyde borcumuz var. Büyükşehir Belediyesi’nin %15 civarında borcunda düşüş var, BUSKİ’de ise %55 artış var. Şirketlerde de %18 azalma var.

Bunu söylerken BUSKİ’de mutlaka farklı bir projeyi hayata geçirmemiz lazım. BUSKİ’de hem tasarrufla ilgili bir olayı gündeme getirmemiz gerekiyor ki meclisimizden de destek istedik ama meclisimiz farklı gözle bakıyor. BUSKİ’nin yıllar önce Büyükşehir’in destek verdiğini bilen arkadaşlar var; hatta ilk zamanlarda Burulaş bile belediyeye para aktardığını biliyoruz.

“BURSA BU BORCUN ALTINDA ÇOK RAHAT KALKAR”

Şimdi gerçek bu ama Bursa, bu borcun üzerinden altından kalkar mı? Kalkar, çok rahat kalkar; hiç kimse merak etmesin. Yaklaşık bizim 36 milyar bütçemiz vardı, gerçekleşmeyecek, belki 25 milyar civarında gerçekleşecek. Ama gördüğümüz şu: Hakikaten vergi toplamada bir düşüş var ve sanayide üretim konusunda bir azalma var. Tekstil zaten Bursa’dan yavaş yavaş kayıyor, gidiyor Bursa’dan başka yerlere. İşsizlik son 4-5 aydır inanılmaz derecede artmış durumda. Bunlar paylaşılmıyor; aslında bir paylaşılsa, şeffaf olarak her şeyi göreceğiz. İşte kimden duyuyoruz? Firmalardan. İşçi çıkarmak zorunda kalacağım diyenlerden tutun, birçok kişi bu şekilde Bursa’nın ekonomisinde kötümser bir tabloyla karşı karşıyayız. Bunu nereden görüyorum? Bir de her 15 günde bir gittiğim yerlerde, geçen sene ilk başladığımda %60 civarında bir iş talebi geliyordu. Arkadaşlar, şimdi artık %95’lerde beni ziyarete gelen o insanların %95’i iş aşk talebinde bulunuyor. Bu aslında Bursa ekonomisinde bu süreçten etkilendiğin direkt kanıtı. Onun için bizler, önümüzdeki süreci tüm bu konuları dikkate alarak değerlendirmek zorundayız ve ona göre hizmetlerimizi yönlendirmek zorundayız. Arkadaşlarımızla oturduğumuzda, 4-5 ay değerlendirdiğimizde sosyal projelerin daha ağırlıkta olması gerektiği ortaya çıkıyor. Ölçümlerde bu günde inanın onlarca insan iş ve ihtiyacını bildiriyor. Bu anlamda sosyal projelerin daha önde çıktığı sürece doğru hareket edeceğimizi bilmenizi istiyorum. Bugüne geldiğimizde gördüğünüz gibi, dolar cinsinden toplamda %29 büyükşehirde düşüş var ama BUSKİ’nin %36 artışı var. Aynı şekilde şirketlerin de %32 düşüşü var.

“TOPLAM BORCUMUZ 9 MİLYAR”

Bizim dönemimizde borç yok, ben size söyleyeyim; ne vergi ne de sigorta borcumuz var. Ödüyoruz, bu bir sorumluluktur, bunu yerine getiriyoruz. Durum bu şekilde; şu an toplamda 9 milyar civarında bir borcumuz var.

B kafeler halkın arasında inanılmaz ilgi görüyor. Burfaş bu konuda yatırım yapıyor, o yüzden Burfaş’ın borcu biraz arttı.

Mali yönden de böyle bir değerlendirmeyi sizlere iletmiş olduk.

Biz iyi bir mali disiplin uygulayarak, hem şirketlerimiz ve iştiraklerimiz hem de Büyükşehir olmak üzere tamamında mali disiplin uygulayarak hizmet için bu süreci yönetiyoruz. Her birinin hesabında çok rahatlıkla verebilecek durumdayız.


SORU – CEVAP


Başkan Bozbey, Başka Gazete Genel Yayın Yönetmeni Yaman Kaya‘nın, “Bursa’nın yeni çevre düzeni planından bahsettiniz. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, birkaç konuşmada hedef aldı. “Bursa Plana dikkat edin” şeklinde. Bildiğimiz kadarıyla akademik odaların sürecin içerisinde çok değerli bilim insanları var; hatta Bursa Plan çevresinde çalışma yürüten belli bir kadroda bir önceki dönemde de o çalışmaların içerisinde yer almışlardı. İstanbul Planlama Ajansı aklıma geldi; biliyorsunuz, çok farklı fonksiyonda çalışma vermeye başlamıştı. Tabii oradaki çalışmalar da durdu. Başkanının da zaten tutuklandığını biliyoruz. Bunu nasıl yorumlayacaksınız? Bir de Davut Gürkan’ın son toplantısında Nilüfer Çayı ile ilgili yapmış olduğu bir açıklama var. Bu, bir kanala alma ve kanalla kapama şeklinde bir proje. Onu hiç takip ettiniz mi? O konuyla ilgili düşüncenizi merak ediyorum. Son olarak, bu bahsetmiş olduğunuz kumpas meselesi ile ilgili personel yapılanmasını gözden geçirdiniz mi? Böyle bir imkanınız oldu mu? Bir personel reformuna ihtiyaç var mıdır? Zira Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu açıklamadan sonra sosyal medyadaki yorumlara baktığımda, çok sayıda Bursalı’nın personel reformuna ihtiyaç olduğuna dair yorumlar yaptığını görmüş olduk.” sorularını ise şöyle yanıtladı:

“Ben personel reformundan ziyade, çalışan personelimizin kurumsal anlamda aidiyet duygusunu korumasını ve sahip çıkmasını arzu ederim. Anlayışımız bu, o kadar kişiyi atıp başkalarını oraya koymak gibi değil, doğru da değil. Ben bunu doğru bulmuyorum. Eleştiriler olabilir bu konuda ama içinden çıkacaktır, tek tük. Ama çalışan arkadaşlarımızın her birinin öncelikle kurumu, bakın Bozbey demiyorum, öncelikle kurumunu düşünen bir anlayışta olması lazım. Biz kurumsal yapıyı güçlendirmeye yönelik bir çalışma yapıyoruz çünkü kurum önemli, arkadaşlar. Bizler, her birimiz siyasetten gelenler, bir süre durur, bir süreden sonra giderler ama kim kalır? On yıldır, 15 yıldır, beş yıldır, 20 yıldır çalışanlar, buranın bu kurumu sırtlayıp götürmesi lazım ve onlar çalışıyorlar. Biz onların temsilcisiyiz. Onun için kurumsal ahlakı son derece önemsiyorum ve 13.800 çalışanımızın da kurumuna sahip çıkmasını, kurumuna leke gelecek bir şeye asla müsaade etmemesini arzu ediyorum. Bu anlayıştayım. Diğer konuda revize sözleri de hoş değil, neyi revize edeceksiniz? Onların kuruma sahip çıkmasını sağlayalım, bu bizim için büyük bir başarı. Kurumsal olarak bunu bekliyoruz.

Nilüfer Çayı ile ilgili, bakın şimdi yanlış bir şey söylemek istemiyorum; bu teknik bir konu, teknik insanlar daha iyi anlarlar. Ancak söylem doğru değil. Bazıları, bizim gittiğimiz toplantılarda da “Başkanım, toplayalım bir kanalı alalım, Nilüfer Çayı’nın içerisinden geçirelim, bütün kirli suları denize verelim, Marmara’ya verelim” diyor. Arkadaşlar, yıllardır bu iş 2007’de başladı ama 2021’de Marmara ne dedi? “İmdat, ben ölüyorum” dedi mi? Eğer hâlâ bir yönetici, ya da Bursa’da sanayici, ya da bir esnaf, ya da toplumun önünde olan insanlar, vatandaşlar hâlâ bu feryadı anlamadıysa, diyecek bir şey yok; hiç söyleyecek bir şey yok. Bunun kentle de alakası yok, kendi sorunlarıyla da alakası yok demektir. Çok net söylüyorum, muson sebebi bu zaten. Kirliliğinin artması Marmara’daki, bak yine bekleniyor. Allah’tan havalar soğuk gidiyor da kurtarıyoruz. Aslında dört-beş metre aşağıda müsilaj var; şu anda sadece yüzeye çıkmadı. Biraz daha ısınsın, çıkacak hepsi. Neden? Bizim attığımız atıklar, sanayinin attığı atıklar, yine tarımda kullanılan bilinçsizce gübreler; bunların hepsi etken. Bunu bilmeyen bir yönetici olur mu? Siz kirli suyu götüreceksiniz. İkincisi, o suyun atılarak verilmesini teşvik etmeniz lazım. Yani şunu demeniz lazım: “Ey sanayiciler, ey belediyeler, ileri biyolojik arıtma tesisleri’ni kurun.” Öyle dereler, ısınsın, öyle sürün, verin demesi gereken kişilerin, biz bunu kanalla götürelim demesinden icap duruyoruz. Kendi sorunları bilmiyorlar ya da hiçbir şey bilmiyorlar. Öyle değil; biz bütün çabayla Marmara Belediyeler Birliği Başkanı olarak da bunun şeyini yapıyoruz. İleri biyolojik arıtma tesisleri kurup, %100 atık suların yüzde yüzünün arıtılarak deşarj edilmesini sağlamak istiyoruz.

Bizim çabalarımız, göreve davet etme eylemlerimiz karşılığında teşekkürü de biz biliriz. Teşekkür ettim müdüre, Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Müdürü’ne. Niye? Çünkü bir araya geldik. Nihayet Nilüfer Çayı’nda tespit yapıldı; 155 noktada kaçak var. Ben isterdim ki o sözü söyleyenlerin, o kaçak deşarj ile ilgili bir ifadesi olsaydı. O zaman kurtarırız biz Nilüfer Çayı’nı. Şimdi derelere başlıyoruz, o konuda çalışma yapacağız. Oralarda da en az onlar kadar kaçak vardır. Bakın, onları betonladık, sonuçlarını bekliyoruz. Bir taraftan da onları test ediyoruz.

Bursa planı ile ilgili arkadaşlar, hiçbir kaygımız yok. Biraz önce söyledim; toplumun tüm katmanlarıyla bir araya geliyoruz. Herkesle, hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bunu söylerken, önümüzdeki yıl merkeze geldiğinde bunu kabul etmeme davranışı göstereceklerini şimdiden söylüyorsa, bu çok daha vahim bir şeydir Bursa’nın geleceği açısından. Bursa’yı kurtarmak, Bursa’yı yeniden yeşil Bursa anlayışına dönüştürmenin yolu, Bursa planının yani kent Anayasası’nın yanında durmak, ona katkı vermek, onun içinde yer almak ve onu mecliste oy birliğiyle geçmesini sağlayıp takip etmektir. “Bursa nasılsa böyle gidiyor, varsın böyle gitsin” deniyorsa, biz onun karşısındayız.”
Kaynak: baskagazete.com



Verified by MonsterInsights