Gazeteci Fatih Altaylı’nın Youtube kanalındaki programında verdiği tarihi bir örnek nedeniyle tutuklanmasının ardından, kanalda “boş koltuk” eşliğinde olayların özetlendiği yeni bir video yayınlandı. Sabah saatlerinde yayına verilen video, ilk 3 saat içerisinde 300 bin izlemeye ulaştı.
Video
Fatih Altaylı’nın program ekibinin yayınladığı videoda olayların gelişimi anlatıldıktan sonra, “Herkesin bilmesini isteriz ki Fatih Altaylı’nın ekibi olarak dimdik ayakta olmaya, bildiğimiz doğruları söylemeye, haksızlığa karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Sinmeyeceğiz, yılmayacağız, doğru bildiklerimizi bizi sevenler ve destekleyenler ile paylaşmaya devam edeceğiz. Diğer taraftan hukuki yollarla tüm haklarımızı arayacağız. Hukukun işlemesi için gereken tüm girişimleri yapacağız. Fatih Bey tekrar bu karşınızda ekranda gördüğünüz koltukta oturup yorumlarına devam edeceği güne kadar var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” denildi.
Videoda ayrıca Fatih Altaylı’nın tutuklanmadan önce vermiş olduğu ifadenin tam metni de paylaşıldı.
İşte Fatih Altaylı’nın ifadesi:
“Söz konusu yayın ve cümleler bana aittir, ancak Cumhurbaşkanı’nı ne tehdit ne de hakaret maksadım vardır.
Bir araştırma şirketinin yapmış olduğu ankette, vatandaşlara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaydı hayat şartı ile Cumhurbaşkanlığı yapmasına onay verip vermedikleri sorulmuş, vatandaşların yüzde yetmişi de böyle bir Anayasa değişikliğine onay verip vermeyeceklerini söylemişti.
Ben de bu konuyla ilgili yorumumda, Türk halkının Tanzimat’tan bu yana oy kullanarak devlet yönetiminde etkin olmayı sevdiğini ve benimsediğini; herhangi bir kişiye, kendi isteği ve denetimi dışında devlette üst düzey görev yapma iznini peşinen vermekten hoşlanmadığını söyledim.
Ve Türk halkının, kendini yönetenlere karşı her zaman eleştirel bir tutum takınabildiğini; Padişahlık döneminde bile cuma selamlıklarında padişahları eleştirdiğini, tarihe meraklı bir Afyoncu gibi, yakın tarihimiz üzerine uzman bilim insanları ile de defalarca televizyonlarda entelektüel kimliğimle ifade ettim.
Bu gibi örnekleri daha önce gerek Murat Bardakçı gerek Erhan Afyoncu ile konuşmuşluğumuz vardır.
Açıkçası bu tarihi bilgilerden mevcut Cumhurbaşkanı’na bir tehdit algısı çıkabileceği aklımdan dahi geçmezdi.
Olayın bu şekle büründürüldüğünden ve sadece tarihi bilgi vermeye yönelik sözlerimin bilinçli bir çarpıtmayla, sanki Cumhurbaşkanı’nı tehdit ediyormuşum gibi algılatılmasından ben sorumlu değilim.
45 yıllık meslek hayatımda, son 30 yılda sayısız televizyon programı ve sayısız köşe yazısı kaleme aldım.
Bunların herhangi birisinde, bırakın Cumhurbaşkanı’nı, herhangi bir vatandaşı dahi tehdit etmişliğim yoktur.
Bu suçlama ile hakkımda dava dahi açılmadı.
Burada da tehdit maksadım olmadığı gibi, şahsen tanıdığım Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik herhangi bir tehdit veya hakaret aklımın ucundan dahi geçmez.
Eleştiri hakkımı her zaman kullanmışımdır, ancak tehdit benim asla yaptığım bir şey değildir.
Söz konusu suçlama ile ilgili olarak da görmüş olduğum savcılık sevk yazısında, TCK 310/2’nin uygulanabilmesi için fiili bir hakaret olması gerekir.
Bu durumda bile herhangi bir tehdit ve hakaret kastım olmamasına rağmen savcılığın bu talebi hukuksuzdur ve yasaya uygun değildir.
Şunu da göze almak gerekir ki, suç olduğu iddia edilen konuşmamda ilk cümlem “Türk halkı sandığı sever” olmuştur.
Bu bile demokrasiye olan inancımızı ve konuşmamızdaki niyeti göstermektedir.
Bu yüzden de hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesini talep ederim.”
Fatih Altaylı