Biliyorsunuz, Nilüfer Kent Konseyi’nin bünyesinde oluşturulan mahalle komiteleri için hem aday kaydı hem de oy kullanma işlemi dijital platform üzerinden yapılmıştı. “Nilüfer Her Yerde” uygulamasını cep telefonuna indiren Nilüfer seçmenleri, mahalle komiteleri için oy kullandılar. Mahalle komitelerine seçilenler de belli oldu.
Bu dijital seçimde 7.713 seçmen “Nilüfer Her Yerde” uygulaması üzerinden o kullandı, şaka yollu ifade edersek trafoya kedi giremedi, 64 mahallede toplam 1.006 aday arasından 770 kişiden oluşan seçilmiş komiteler oluştu. Tekrara düşmemek için bu konudaki haberimizin ve Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in açıklamalarını detaylı olarak verdiğimiz haberimizin linkini ekliyorum, habere BURADAN ulaşabilirsiniz.
Bu seçimin ilginç detaylarından biri; Alaaddinbey Mahallesi’nden hiç aday çıkmamasıydı. Dolayısıyla mahalle komitesi de başta muhtar olmak üzere doğal üyelerle oluşmuş oldu. Atlas Mahallesi’nde ise aday vardı ama hiç oy kullanılmadı. Yani aday olan kişi de süreci atlamış, kendine bile oy vermemişti. Komite adayı, kendine oy veremeyen ilk kişi değildi elbette, ilk uygulama olması bakımından tebessümle karşılanan bu detaylara ilave olarak, yazılımda kadın-genç-engelli kotaları bulunmasına rağmen, uygulamada buna hiç gerek kalmamış olmasıydı. Yani komitelere seçilen 327 kadın, 78 genç, 28 engelli kardeşimiz öngörülen kotanın üzerinde seçildiklerinden, kotanın uygulanması gerekmemişti. Çok sevindirici bir detay olduğunun altını çizmek gerek. Sonuçta 2024-2029 döneminde 770 seçilmiş ve 717 doğal üye olmak üzere 64 mahallede toplam 1.487 mahalle komitesi üyesi görev yapacak.
Başkan Şadi Özdemir’in şu sözünü bir taahhüt olarak tekrar hatırlatırsak, mahalle komitelerinin Nilüfer için neyi temsil ettiğini ve anlamını daha net anlarız. Başkan Özdemir şöyle dedi:
“Mahalle komitelerinin her talebini karşılamak olanaklı olmayabilir, sonuçta bu işlerin bir kısmı bütçe işi ama onların uygun görmediği bir şeyin o mahalleye yapılmayacağına dair bir taahhüdümüz var. Bir mahalleye bir hizmet gidecekse mutlaka mahalle komitesinin onayını alarak, o mahallede onu yapacağız diye taahhüdümüz var. Bunun arkasında durmaya devam edeceğimizi bir kez daha buradan beyan etmiş oluyoruz.”
Uzun lafın kısası, Nilüfer’de dijital seçimler devam edecek, sadece seçim değil vergi ödemelerinden çeşitli şikayetleri iletmeye kadar her konuda geniş kullanım alanı bulunan “Nilüfer Her Yerde” uygulamasının Nilüfer’de oturanlar tarafından cep telefonlarına indirilmesinin bir gereklilik haline geldiğini de hatırlatmak gerek.
Başkan Şadi Özdemir’in gündeminde –elde aksine bir bilgi olmadığından– muhtemelen Türkiye’de ilk uygulama olan bu dijital seçim vardı ama basın toplantısının sonunda, gündemdeki konulara da sıra geldi.
Toplantıda aldığımız mesajlardan ilki, Nilüfer Belediyesi’nin kreş yapmaya devam edeceği yolundaydı. Başkan Şadi Özdemir, yeni kreşin açılış tarihi olarak 29 Ocak’ı belirlediklerini ifade etti.
Kısa vadeli çıkarlar yerine, Nilüfer için uzun vadeli düşünüp, geleceği iyi planlamak için çaba harcayan Şadi Özdemir’in bir tespiti Nilüfer için önemliydi:
“Özellikle tarım alanları üzerinde çok ciddi baskı var buralarda, hiçbir şekilde hoşgörü falan göstermiyoruz, kendi dönemimizde yapılan her şeyi kaldırıyoruz, yapmaya çalışanların önünü kesiyoruz, tekrar yapıyor, tekrar yıkıyoruz. Geçmiş dönemde yapılanların tarımla ilgili kısmına, çok üstüne gidebilmiş değiliz, öyle bir vaktimiz de olmadı ama ben doğrusu Nilüferli hemşerilerimizin bize bu kadar sahip çıkacağını düşünmüyordum. Çok yüksek bir sahiplenme var ekiplerimize, arkadaşlarımıza birlikte canlı yayınlarda görüyoruz.”
“BİZİM ÖZGÜL AĞIRLIĞIMIZ YÜKSEK, SİLKELEYEMEDİLER”
Peki “CHP’li belediyelerin silkelenmesi hadisesi?” ne durumda?
Birçok belediyede borçları AK Partili belediye başkanları yapmış ama iş alacakların tahsiline gelince AK Parti iktidarı CHP’li başkanları silkelemeye tabi tutmuştu, lakin Nilüfer’de durum farklıydı. Çünkü Nilüfer 1999’dan 2019’a kadar 20 yıl boyunca CHP’li Mustafa Bozbey’in yönetimindeydi. Nilüfer’i Türkiye çapında marka yapan Mustafa Bozbey’den sonra da yine CHP’li başkanlar göreve devam etti.
Şadi Özdemir’in “silkeleme” hadisesine bakış açısı, demokrasi dersi niteliğindeydi, ki şöyle dedi:
“Hükümet bizi silkelemeye çalışıyor ama bizim özgül ağırlığımız yüksek, öyle silkeleyemediler. Tabii ki kesinti yapıyorlar. İller Bankası payı ne demek, bu bölgeden toplanan vergilerin Bursa’ya düşen kısmı var, Büyükşehir’e düşen kısmı var, ilçelere düşen kısmı var, ilçelere düşen kısmı toplam nüfusa bölüyor, o para bize İller Bankası kanalıyla geliyor. Bu para aslında gene benim vatandaşımın parası. Tabii benim vatandaşımın parasıyla benim diğer yatırımları da yapmam lazım, oradan kesiyor. Bir borcumuz varsa devlet bunu almak isteyebilir, iki tane adaletsizlik var, bir, madem alacaktın bunu ilk ödemediğinde kes, niye hepsini birlikte ben ödemek zorunda kalıyorum ya da büyükşehir belediye başkanımız bunu ödemek zorunda kalıyor, bu doğru bir şey değil. İkincisi şirketler üzerindeki borçların da paralarını kesiyor, bunu kesmeye hukuken hakkı yoktur. Çünkü o para belediyenin parasıdır, şirketin parası değildir. Şirket bir tüzel kişiliktir, şirketi icraya verebilirsin onun hesaplarına blokaj koyabilirsin, onun sorumlularını sorumlu tutabilirsin kanun izin veriyorsa ama belediye payından şirketin vergi borcunu ya da SGK borcunu kesemezsin. Bence burası vicdanlı ve hukuki değil, en hafif deyimle burası sorunlu bir alan, onu söyleyebilirim.”
Özdemir bu ifadeleriyle bir anlamda Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne de uygulanmak istenen blokajı da sobeledi. Çünkü Bursa Büyükşehir’de borçları AK Partili Alinur Aktaş bıraktı ama ödeme zorla CHP’li başkan Mustafa Bozbey’in gelirlerinden alınıyor.
Şadi Başkan’ın bir diğer itirazı da tasarruf genelgelerinin belediyeleri de kapsamasına. Belediyelerin emlak vergileri, ilan-reklam vergileri, eğlence vergileri, ruhsatlar gibi harç ve vergilerin yanı sıra kurumlar vergisinden kendi payına düşen paralarla hizmet üretmek zorunda olduğunu hatırlatarak, “Belediyelerin geliri merkezi bütçeden değil, vergilerden ilçenin payını veriyorsun. Bunu nasıl harcayacağıma sen karar veremezsin. Onun için tasarruf genelgesinin belediye şirketlerini ya da belediyeyi bağlamasını da hukuki ve adil bulmuyorum, bu doğru değil, bu devletin hazinenin parası değil, bu Nilüfer’de yaşayan vatandaşlarımın parası. Nilüfer’deki vatandaşlarımın parasını nasıl harcayacağına merkezi hükümet karar veremez O yüzden bu da Adil değil ama kesiyorlar mı, kesiyorlar.”
Son cümle olarak şu bilgiyi ekleyelim.
Son 6 ayda 400 milyon liraya yakın bir meblağ hükümet tarafından Nilüfer Belediyesi’nin paylarından kesildi. Bu rakam da Nilüfer Belediyesi bütçesinin nerdeyse yüzde 15’ine tekabül ediyor ki, bu kesintilerin vicdanlı bir kesinti olmadığını düşünmekte Başkan Şadi Özdemir haksız sayılmaz…