Cümleye “Nilüfer” diye başlayınca…. Oooo ne çok anlatacak muhabbet var değil mi? CHP’li belediye, rüşvet, yolsuzluk, uğursuzluk ve saire… Bu iddiaların tartışılıyor olması bile kimileri için aranıp da bulunamayacak kıymette…
Malum, bugünün konusu “Nilüfer’de çete var” iddiasıyla yola çıkan birilerinin sosyal medyada paylaştığı iddialar…
İddiaları tekrarlayarak kimsenin ekmeğine yağ sürme niyetim yok… Lakin eğer doğruysa, hiç yenilir yutulur şeyler olmadığı da çok açık… O nedenle yargı süreçlerin mutlaka işlemesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu konudaki ilk yazıma dair birçok geri dönüş aldım. Arayanlar arasında “Belediyeden rüşvet istediler, mecburen verdim” diyen hiç kimse yoktu, adları iddialarda geçen, yani suçlananlardan da tek dönüş olmadı…
Arayanların ortak noktası, geçmişten buyana benzer şeylerin çok konuşulduğunun ifade edilmesiydi. Link: Nilüfer’deki iddialara cevap verilmezse ne olur?
Öncelikle şunu ifade etmek isterim.
İlk yazımda Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in Turgay Erdem ve Çetesi adı altındaki bu hesabı takibe aldığı iddiasını inandırıcı olmadığının altını çizerek yazmıştım. Nitekim bu yazı yayınlandıktan sonra, Şadi Özdemir’in bu hesabı takip etmediği net bilgisi ulaştı. Çete hesabını yönetenler, algı oluşturmak için “Şadi Başkan da bizi takip ediyor, bizim için doğru söylüyorlar demiş…” yalanına başvurmuşlar. Klasik cin olmadan adam çarpma mevzusu… Bu bilgiyi ilk yazının finaline ekledim ama ben bu güncellemeyi yapmadan okumuş olanların gözden kaçırma ihtimali nedeniyle tekraren aktarıyorum.
İşin özeti neymiş efendim?
Bu paylaşımı yapan kişi ya da kişiler, bildiğiniz algı oluşturma ya da yanıltma yöntemlerini net şekilde uyguluyorlar…
Yazdıklarının, iddialarının doğru olması ihtimaline dayanarak söylüyorum. Bu kadar sıra dışı şeyi silsile halinde ve detaylıca bilip… Sıradan vatandaş olmak çok zor…
Herkesin merak ettiği ilk soru: “Kim bunlar?”
İkinci soru: “Bunların muradı nedir? Nereye varmak istiyorlar?”
Kimdirler, bilmiyoruz. Yazdıklarından öyle anlaşılıyor ki, bu kişi ya da kişiler, rüşvet verdiği iddia edilen kişilerden değil, “benden de şu kadar lira istediler” diye bir cümle yok… Paylaşım yapan bu kişi ya da kişiler, zaten “rüşvet aldığı öne sürülenlerden” olamaz…
Kimdir bu kişiler? İddialarıyla ilgili cumhuriyet savcılıklarına başvurmuşlar mı, suç duyurusunda bulunmuşlar mı? Bilmiyoruz.
İlk yazıda ifade ettim, oldum olası asıl kimlik saklanarak yapılan “gizli” ifşaatlara canım sıkılır. Onun için Sedat Peker örneğini vermiştim, çıkıp kimliği açık, ne diyecekse, açık açık söyledi diye… Bu çetecilerin de aynı şeyi yapmasını salık vermiştim. Gizli saklı atıp tutmalar sürüyor…
Peki geriye kim kalıyor? Üçüncü şahıslar…
O halde bu tartışmalardan kim ne kazanır, ona bakmak lazım sanıyorum…
Bu çete paylaşımcılarının kanalı, kesinlikle planlı programlı bir paylaşım ağı… Algı operasyonlarına da yer veriyorlar.
Sureti haktan görünüp… “Temiz eller operasyonu yapıyoruz biz” görüntüsü de pek hoş…
İşte bu noktada durmak ve düşünmek gerek…
Varmak istedikleri noktaya dair aklımıza hemen geliveren rotalar mevcut elbette…
Şu anda görünen tek “köy” şudur…
Bu tartışmalardan, CHP tüzel kişiliği yara alıyor… Kimileri için ballı börek…
Bu tartışmaların Nilüfer Belediyesi’nin daha eski dönemlerine uzatılması için fırsat kollanıyor, kimi paylaşımlarda emareleri var. Bu da kimileri için çok ballı börek…
Bu tartışmaların Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bugünlerine taşınması için fırsat kollanıyor. Kimileri için gerçekten de ballı kaymaklı börek…
Daha ne olsun?
Galiba bu noktada hem CHP genel merkezine hem de Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’e düşen görevler var. Eğer gerçekten de 600 küsür dosyada şaibe sözkonusu ise önce Şadi Özdemir idari olarak bu dosyaları “iptal” etmenin yolunu bulmalı, inşaatı bitmiş olanlar varsa, durum yasal çerçevede değerlendirilip gereği ne ise, ne yapılabiliyor ise yapılmalı…
Birileri para mı vermiş, birileri para mı almış? Elde edilmiş rant var mı? Daire sayıları haksız uygulamalarla artırılmış mı? Tek imza mı varmış, çok imza mı? Gerçek mi, değil mi, iftira mı? Bilmiyoruz ki… Gerçek neyse mahkemede anlaşılır…
Ama…
Bütün bu işler ortada dururken, müstakbel iktidar adayı CHP’nin kurumsal kimliğine leke düştüğünü gözden kaçırmaya, görmezden gelmeye kimsenin hakkı yok!
Kimse karnından konuşmasın!
Gereği neyse o yapılsın!