Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Pala: “Kâr odaklı sağlık yaklaşımından vazgeçilmeli”

CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, özel hastanelere “zorunlu yönelim”in artmasının temelinde kamu sağlık hizmetlerine erişimin güçleşmesi olduğunu belirterek, “Bu gidişat, “kâr-odaklı sağlık” yaklaşımının sürdürülmemesi gerektiğini gözler önüne seriyor” dedi.

CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, özel hastanelere “zorunlu

CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, İstanbul’da faaliyet gösteren Özel İstanbul Şafak Hastanesi hakkındaki usulsüzlük iddialarını Sağlık Bakanlığı gündemine taşıdı. Özel hastanede “resmî kayıtlı yoğun bakım kapasitesinin üstünde hasta kabulü”, “yeni doğan yoğun bakım doktoru olmayan hekimlerin isim ve kaşelerinin kullanımı”, “kayıt dışı nöbetlerle komisyon paylaşımı” ve “112 Acil üzerinden ücret karşılığı hasta yönlendirmesi” gibi iddialar, bir hastane personelinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na sunduğu şikâyet dilekçesinde açık olarak dile getiriliyor. Bu tablo, bazı özel sağlık kuruluşlarındaki “haksız kazanç” düzeninin yalnızca tek bir örneğini gözler önüne seriyor. Pala, 8 Ocak 2025 tarihli soru önergesiyle, hem söz konusu hastanedeki skandalın hem de özel sağlık sektöründe yaygınlaşan hasta istismarının incelenmesini talep etti.

Kamuya Erişim Zorluğu, Özel Sektöre Yönlendirme

Pala, açıklamasında, özel hastanelere “zorunlu yönelim”in artmasının temelinde kamu sağlık hizmetlerine erişimin güçleşmesi olduğunu belirtiyor. Artan randevu bekleme süresi, personel yetersizliği, tıbbi malzeme eksikliği ve hastane kapasitelerinin doluluğu gibi sıkıntılar yurttaşları çareyi özel sektörde aramaya itiyor. Bu tabloyu “iktidarın kamucu sağlık anlayışını terk etmesi” sonucu ortaya çıkmış bir durum olarak niteleyen Pala, “Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık hizmetleri ağırlıklı olarak piyasaya devredildiğinde, “sağlık hakkı” yok sayıldı. Türkiye’de özel hastane sayısının son 20 yılda üç katına çıktığına işaret eden Pala, bazı özel hastanelerin “yanlış tedavi”, “gereksiz tetkik” ve “aşırı tedavi” gibi uygulamalarla haksız kazanç elde ettiğine dikkat çekerek “Hastalar, istismar ediliyor. Kamu altyapısının zayıflatılması, özel sektöre sınırsız rant kapısı açıyor” ifadesini kullanıyor.

Önergedeki noktalar, Özel İstanbul Şafak Hastanesi’nin SGK’yı dolandırdığına dair çarpıcı iddiaları içeriyor. Yoğun bakım yatak sayısı üzerinde hasta kabulü, gerçekte görev yapmayan hekimlerin kaşe ve isimlerinin kullanımı, kayıt dışı nöbetlerle komisyon paylaşımı, 112 Acil Çağrı Merkezi üstünden hasta sevk anlaşmaları bu çerçevede sıralanıyor. Anımsanacağı gibi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem de Meclis Araştırma Komisyonu toplantısı sırasında Şafak hastaneler grubu ile ilgili çok sayıda soruşturma ve 189 dava olduğunu açıklamıştı. Kamuoyu 30’dan fazla soruşturma ve 189 dava olmasına karşın, SGK’nın neden halen Özel Şafak Hastaneler grubundan sağlık hizmeti satın alamaya devam ettiğinin açıklanmasını da bekliyor.

Pala, “Hastaların hayatını emanet ettiği özel hastanelerde hasta güvenliğinden ziyade kazanç peşinde koşuluyorsa, orada kamu denetiminde ciddi bir boşluk var demektir” diye konuştu. Söz konusu dilekçede hastane yönetiminin denetimleri önceden haber aldığı ve eksikleri kamufle ettiği iddiası da yer alıyor; bu durum Bakanlığın özel hastaneleri denetim işlevini yerine getirmediği tartışmasını gündeme taşıyor.

Soru Önergesinin Temel Başlıkları

Pala, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanıtlaması istemiyle sunduğu önergesinde şu sorulara ağırlık veriyor:

Bu hastanede resmî kapasite üstünde hasta kabul edilerek usulsüz kazanç sağlandığı iddiaları incelemeye alındı mı?

Kayıt dışı nöbet ve komisyon iddiaları, bakanlığın gündeminde hangi kapsamla araştırılıyor? Fiilen bulunmayan hekim kaşeleriyle hasta işlemi, hasta güvenliğini tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda SGK fonlarını da suistimal etmiyor mu?

112 Acil sevklerinin “yatak kapasitesi” veya “tıbbi yeterlilik” kriterine bakılmaksızın, ücret karşılığı yönlendirildiği söyleniyor; bu konu bakanlıkça denetlendi mi?

Şafak sağlık grubu gibi bazı özel hastanelerin bugüne kadarki soruşturma sayısı, uygulanan yaptırımlar ve elde edilen bulgular nelerdir?

Sağlıktan Kazanç Yerine Kamu Yararı

Pala, iktidarın uzun yıllardır yürüttüğü özel sağlık sektörünü destekleyen politikalar yüzünden kamunun sağlık sistemindeki rolünün giderek küçültüldüğünü ve hastalara yeterli kaynak ayrılmadığını belirtiyor. Bu sistemde vatandaş, çeşitli manipülasyonlarla yüksek ek ücretler ödemek zorunda kalarak ancak hizmet alabiliyor; SGK ise örneğin yoğun bakım gibi yüksek maliyetli alanlarda usulsüz faturalarla dolandırılabiliyor.

Pala, temel yaklaşımın hastaneleri ticarethane olarak değil, toplumsal ihtiyaca hizmet eden kurumlar olarak görmek olduğunu savunuyor. Sermaye birikimi ve kâr maksimizasyonuna hizmet eden yaklaşımın, özellikle “yoğun bakım ünitesi yatak sayısı üzerinde hasta kabulü” gibi uygulamalarla daha fazla SGK geliri elde etmeyi hedeflediğini, bu sırada hasta güvenliğinin arka plana itildiğini belirtiyor. Bu durum etik ve hukuki normlarla bağdaşmıyor.

İnsan Yaşamını Serbest Piyasa Egemenliğine Terk Eden Anlayış

Sağlıkta özelleştirme politikaları ile “Sağlık hizmetlerinin metalaştırılması”nın kanıksatılmaya çalışıldığını belirten Pala, “insan yaşamının pazardaki herhangi bir ürün gibi değerlendirilmesi kabul edilemez” ifadesini kullandı.  Ülke çapında ekonomik kriz ve gelir eşitsizliğinin arttığı bir ortamda, hastaların sağlık masraflarını karşılamakta zorlandığı, yüksek meblağlı tedavi faturalarının hastaları borç yükü altına soktuğu, buna bağlı olarak “tıbbi yoksulluk” kavramının giderek artış gösterdiği, hatta bazı hastaların gerekli tedavilerden vazgeçmek zorunda kaldığı biliniyor.

Bu gidişat, “kâr-odaklı sağlık” yaklaşımının sürdürülmemesi gerektiğini gözler önüne seriyor.

Yeni ve Güçlü Bir Denetim Politikasına İhtiyaç Var

Pala, Sağlık Bakanlığından beklenenin “hastanede yapılan denetimlerin sonuçlarını şeffaflıkla açıklamak, usulsüzlüklerde ağır yaptırımlar uygulamak ve kamucu sağlık anlayışını yeniden inşa etmek” olduğunu vurguluyor. Böyle bir sistemde, rant düzenine kayıtsız kalınmaz, hasta güvenliği ve kamu kaynaklarının korunması önce gelir. “Eğer biz bu şikâyetlere sadece bireysel olgular olarak bakarsak, gerçekte devasa bir sistem sorununu gözden kaçırmış oluruz. Böylece aynı sorun farklı illerdeki özel hastanelerde tekrarlanır” diyor. Nitekim dün yapılan TBMM Araştırma Komisyonu toplantısında, geçen yıl yapılan denetimlerde Urfa’da da çok sayıda bebeğin ölümüne yol açan bazı sorunların saptandığı, Komisyona çağrılan bilim insanları tarafından açıklanmıştı.

Pala, soru önergesinin Sağlık Bakanlığı tarafından tatmin edici şekilde yanıtlanmasının yalnızca Özel İstanbul Şafak Hastanesi’ndeki şikâyetleri değil, özel sağlık sektörünün bütünü için önemli olduğunu, kamuoyunun bu yönde aydınlatılması gerektiğini belirtiyor.

Verified by MonsterInsights