Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Halil FERAH
Halil FERAH

“Potansiyelimiz var” diyorlar… E, ne zaman kullanacağız?

Yıllardır aynı lafı duyuyoruz: “Türkiye’nin büyük bir potansiyeli var.”
Doğru. Var. Ama bu potansiyel dedikleri şey, doğalgaz gibi yerin altında çıkmayı beklemiyor. Gözümüzün önünde duruyor, yıllardır kullanılmayı bekliyor.

Peki neden harekete geçmiyor?

Gençler Var, Gelecek Yok

Ülkenin en büyük avantajı genç nüfusu diyorlar. Katılıyorum. Ama bu gençler ne yapıyor? İyi eğitim mi alıyorlar? İş bulabiliyorlar mı? Yoksa sınavdan sınava sürüklenip, vasat bir diplomayla, işsizler ordusuna mı katılıyorlar?

Eğitim sistemi rezalet. Her yıl değişiyor, her yıl daha kötüye gidiyor. Eleştirel düşünce mi? Onu sistemden çoktan sildik. Bilimsel eğitimi bırakın, öğrencinin kitapla ilişkisi test çözmekten ibaret. Gençlerin potansiyeli var ama sistem bunu adeta boğuyor.

Adalet Mi? Ona da Sıra Gelir(!)

Bir ülkede yatırım olacaksa, üretim artacaksa, hukuk sistemi sağlam olacak. Bugün bir yabancı yatırımcının ilk baktığı şey yargı bağımsızlığı. O da bizde ne yazık ki yok hükmünde.

Yargı, bir iktidar aracı hâline gelmiş durumda. Hâkimler karar verirken hukuk kitaplarına değil, yukarıdan gelen sinyallere bakıyor. Böyle bir düzende ne sermaye gelir, ne girişimci kalır, ne de vatandaş kendini güvende hisseder.

Ekonomi Dış Güçlerin Oyuncağı Değil, Kötü Yönetimin Kurbanı

İşler kötü gidince suç hemen “dış güçler”e atılıyor. Kusura bakmayın ama kimse bu masalı artık yemiyor. Ekonomi, bilimle yönetilir. Siyasî propagandayla, hamasetle değil.

Türkiye üretim potansiyeline sahip bir ülke. Tarımı ihmal etmesek, sanayiyi desteklesek, teknolojiye yatırım yapsak çok daha iyi bir yerde olurduk. Ama biz hâlâ günü kurtaran, seçim öncesi paketlerle ekonomiyi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Tutmuyor.

Dış Politikada Savrulma Hâli

Dış politika, dümeni rüzgâra bırakmakla yapılmaz. Bir gün Batı’ya selam durup, ertesi gün “onlar bizi kıskanıyor” naraları atarsan kimse seni ciddiye almaz.

Oysa Türkiye’nin konumu kıymetli. Doğunun enerjisi, Batı’nın pazarı arasında tam merkezdeyiz. Ama her gün değişen dış politika söylemleri, ülkenin itibarını da etkisini de zedeliyor.

Bu Ülke Hepimizin, Ama Herkes Dışlanmış Gibi

Bir ülkenin geleceği sadece ekonomik büyüklükle ölçülmez. Sosyal adaletle, fırsat eşitliğiyle, insanların kendini güvende ve ait hissetmesiyle ölçülür.

Bugün Türkiye’de farklı düşünenler yaftalanıyor, eleştirenler hedef gösteriliyor. Kadınlar, gençler, azınlıklar sistemin dışında bırakılıyor. Bu kafayla nasıl ilerleyeceğiz?

Sonuç mu?

Türkiye’nin potansiyeli var, evet. Ama potansiyel dediğiniz şey kendiliğinden kalkınıp refah üretmez.
İşleyen bir hukuk sistemi, sağlam bir eğitim yapısı, şeffaf bir ekonomi yönetimi, öngörülebilir bir dış politika ve kapsayıcı bir demokrasi olmadan bu potansiyel sadece kitaplarda kalır.

Sürekli “potansiyelimiz var” diyerek birbirimizi oyalayacağımıza artık şu soruyu soralım:

Bu potansiyeli ne zaman kullanacağız?
Cevap belli: O potansiyeli kullanmak istiyorsak, önce ülkeyi yöneten aklı değiştirmemiz gerekiyor.


YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER






Verified by MonsterInsights