Sorgulamazsan, soyulursun!

Depremin ilk olarak öncü sarsıntıları geldi. Yabancı mafya hesaplaşmaları, kırmızı bülten ile arananlara verilen vatandaşlıklar. Sonra kendini iyiden iyiye hissettiren, kara para aklama çeteleri ve gözümüzün içine bakarak salıverilen, önü arkası soruşturulmayan Polat ailesi ve yancıları. Hep uzaktan baktık, hep bize verilen magazinel başlıklar ile konuyu takip ettik. Sorgulamadık.
Aslında yıllardır söylüyor, uyarıyorduk. Sorgulamaz, araştırmazsak bunun sonu kötü diye. Fakat bir kesim ısrarla bundan kaçtı, gözümüzden kaçırdı.

Mesela özel okula giden çocuklar için teşvik verildi. Neden o paraya devlet okul yapmıyor, neden eğitimin kalitesini artırmıyor diye sorduk, çocuğunu koleje yollayan veli iyi eğitim avantajı için sustu, vergi verip o vergiden özel okullara parası aktarılan sustu, yani maddi olarak soyuldu.

Yol yapıyoruz, köprü yapıyoruz cebimizden para çıkmayacak dediler, garantiyi sorduk, sorguladık, ticari sır dediler. Vergiyi ben verdim para benim param ne sırrı dedik vatan haini dediler sustuk. Şimdi anladık ki geleceğimizi bile ipotek etmişler. Hastanesi, madeni o kadar çok başlık var ki sorgulamadık. Sonuç olarak soyulduk.

Vergiler affedilirken para vardı, emekliye yoktu.
Makam araçlarına para vardı, asgari ücrete yoktu.
Emekli ölüme terk edildi, işçi açlığa mahkum edildi.
Sonra bir baktık bebeklerimiz terk bile edilmemiş para için öldürülmüş.

Yine bakıyoruz anlı şanlı bakanlar çıkıyor konuşuyor. Mesela İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bebekleri öldürerek Sosyal Güvenlik Kurumu’nu (SGK) dolandıran ‘yenidoğan çetesi’yle ilgili “Bir baba olarak çok üzgünüm. Halkımızın üzüntüsünü de en derinden paylaşıyorum” dedi. Ama kimse çıkıp oraya üzülmen ya da acıyı paylaşman için seni o makama getirmedik diye sorgulamıyor ya da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 21 bebeğin ölümüne neden olmakla suçlanan ‘yenidoğan çetesi’ soruşturmasına ilişkin “Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman gerek kamu hastanelerinde gerek özel hastanelerde bebeklerin ölümüne müsaade etmez” dedi. Kimse de çıkıp, şimdilik 21 bebek ölene kadar aylardır neden müsaade ettin diye sorgulamıyor. Hele ki ‘Yenidoğan çetesi’ne ilişkin soruşturmayı gizli yürüttüklerini belirten Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ‘bu süreçte adı geçen hastanelere bebek sevki yaptırmamaya çalıştıklarını’ söyledi: “Biz kötülerle mücadele eden iyileriz… İnsanların sağlığı için garantiyiz” dedi. Sustuk sorgulamadık.

Yavaş, yavaş için, için soyulduk. Önce vergilerle paramız soyuldu. Sonra nutuklarla fikirsizleştik beynimiz soyuldu. Şimdi geleceğimiz, göz nurumuz bebeklerimizle ömrümüz soyuldu.
Biz sorgulamadık, ruhumuz soyuldu. İyice vicdansız ve ruhsuz bir toplum olarak ortada kaldık. İçimize yeni bir ruh üflemek için Suriyeli, Afganlılar başta olmak üzere bir sürü göçmen geldi ve anlaşılan yetmemiş ki şimdi de Almanya’da suç işleyen göçmenler ile Lübnanlılara da kapıyı açtık ya da açmışız öyle diyorlar. Buna da laf edenlere ırkçı derler, yine susarız.