Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Halil FERAH

Yeni Anayasa mı? Peki, Önce Ne Yapmalı?

İki gündür “Yeni Anayasa” başlığını merkeze alarak, bu sürece nasıl başlanması gerektiğine dair fikirlerimi paylaşıyorum. Ancak konuya madde madde girdikçe yazı uzayıp bir diziye dönüşmeye başladı. Bu nedenle artık toparlamak şart oldu.

Türkiye’de “yeni anayasa” sözü, yıllardır siyasi iktidarların dilinden düşmeyen sihirli bir cümle. Her dönem karşımıza çıkıyor: Masalar kuruluyor, komisyonlar toplanıyor, umutlu cümleler kuruluyor… Sonra? Masa devriliyor, komisyon dağılıyor, dosya rafa kaldırılıyor. Geriye kalan ise “Zaten halk için yapacaktık” açıklamaları oluyor.

Peki gerçekten yeni bir anayasa yapılabilir mi? Daha da önemlisi: Toplum olarak buna hazır mıyız?

Bir anayasa sadece hukukçuların yazdığı teknik bir metin değildir. Gerçek anlamda bir toplumsal sözleşmedir. Her bireyin haklarını güvence altına alan, herkesi bağlayan ve koruyan temel bir metindir. Bu yüzden önce bazı hayati adımların atılması gerekir. İşte o adımlar:

  1. Toplum Ne Diyor?

Anayasa, herkes içinse, yapım sürecinde de herkesin sesi duyulmalı. Siyasi partilerin arka odalarında yazılan metinlerle bu iş olmaz.
Sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, sendikalar, barolar, meslek odaları… Bu sürece mutlaka katılmalı. Halkın fikri alınmalı. Belki yerel forumlar kurulmalı, belki dijital platformlar devreye sokulmalı. Aksi halde yine “biz yaptık, oldu” anlayışı egemen olur.

  1. Siyasi İklim Uygun mu?

Kutuplaşmış bir toplumda anayasa yapmak, çürük zemine bina inşa etmeye benzer. Önce güven ortamı ve asgari bir uzlaşma kültürü yaratılmalı.
İktidar da muhalefet de kimseyi dışlamadan hareket etmeli. “Bu anayasa bizimkilerin anayasası olacak” gibi bir yaklaşım, süreci baştan sabote eder.

  1. Yargıya Güven Olmadan Olmaz

Bugün herhangi bir yurttaşa “Yargıya güveniyor musunuz?” diye sorsak, cevabı tahmin etmek zor değil. Oysa bir anayasanın işlerliğini sağlayacak temel kurum, bağımsız ve tarafsız yargıdır.
Yargı, yürütmenin gölgesinde kaldıkça, anayasa ne kadar güzel yazılmış olursa olsun bir işe yaramaz. Önce bu yapısal sorun çözülmeli.

  1. Şeffaflık ve Katılımcılık Şart

Yeni anayasa süreci toplumdan saklanarak değil, halkın gözü önünde yürütülmeli. Kapalı kapılar ardında değil; açık, şeffaf ve hesap verebilir bir anlayışla ilerlemeli.
21. yüzyıldayız; teknolojiyle geniş katılım mümkün. Online anketler, kamu forumları, sosyal medya tartışmaları bu sürece entegre edilmeli.

  1. Geçmişle Yüzleşmeden Gelecek Kurulmaz

Mevcut anayasa neden yetersiz kaldı? Hangi maddeler işlevsiz? Bu soruları açıkça konuşmadan, yeniyi inşa edemeyiz.
Sadece “1982 Anayasası bir darbe ürünü” demek yetmez. Onun neden sürdürülemez olduğunu ve hangi ihtiyaçlara cevap veremediğini analiz etmeliyiz.

  1. Eğitim, Eğitim, Eğitim

Anayasa yapma süreci sadece bir hukuk ya da siyaset meselesi değildir; aynı zamanda bir vatandaşlık meselesidir.
Toplum anayasa nedir, neden önemlidir, hangi hakları içerir bilmek zorunda. Bu bilinç eğitimle gelişir. Okullarda, meydanlarda, sosyal medyada bu konuda kampanyalar yürütülmeli.

Son Söz Olarak: Mevcut Meclis yeni bir anayasa yapabilir mi?

Cevap hem hukuki hem de siyasal boyutlarıyla iki yönlü.

Hukuken bakarsak: Evet, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin anayasa yapma yetkisi var. Mevcut anayasa, belli çoğunluklarla (yani 360 ve 400 oy sınırları) değişiklik yapılmasına izin veriyor. Ancak yeni bir anayasa, sadece teknik bir düzenleme değil; yepyeni bir toplumsal sözleşme demektir. Bu da daha fazlasını gerektirir.

Siyasal açıdan ise durum karmaşık. Bugünkü Meclis’in toplumsal kutuplaşma ortamında, geniş bir mutabakatla anayasa yapması zor görünüyor. Muhalefetin dışlandığı, yargıya güvenin zayıf olduğu bir zeminde hazırlanacak metnin toplumda karşılık bulması mümkün değil.

Yeni anayasa bir ihtiyaç olabilir. Ancak bu, “mevcut çoğunlukla yazılır, referanduma sunulur” kolaycılığıyla değil; toplumun her kesiminin katıldığı, şeffaf ve uzlaşıya dayalı bir süreçle mümkün olabilir.

Aksi halde, yine “biz yaptık oldu” diyerek raflara kaldırılacak bir metinden öteye gidilemez.

Temel Atmadan Önce Zemin Hazırlanmalı

Elbette yeni bir anayasa yapılmalı. Ama önce şartlar hazırlanmalı.
Demokrasi sadece sandık değilse —ki değildir— o zaman birlikte yaşamamızın kurallarını da birlikte belirlemeliyiz.


YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER






Verified by MonsterInsights