Bataklık üstü siyaset

Ajansbizim adlı internet sitesinde Sefa Tekeli imzası taşıyan yazı; “Verimsiz, bataklık ve sazlık bir araziydi; hiç kimse burada örnek bir çiftlik kurulabileceğine inanmıyor, hatta Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’i vazgeçirmeye çalışıyorlardı. Ancak, Atatürk’ün içindeki doğa sevgisi ve yeşile olan tutkusu o topraklarda bir çiftliğe dönüşecekti” şeklinde başlar. Makalenin devamında ise, “Atatürk, Tarım Bakanlığının yabancı danışmanı Mr. Schmidt’in ‘Burada ya sabır tükenir ya para’ sözlerine karşın, modern tarım yöntemleri konusunda örnek oluşturmak amacıyla Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluş çalışmalarını 5 Mayıs 1925’te başlatır” deniyor.

Şimdilerde sürekli ucundan köşesinden tecavüz edilen, kurulduğu zamanki halinden eser kalmayan, Önce “Numune Çiftlik” daha sonra “Gazi Orman Çiftliği”, Mustafa Kemal’in “Atatürk” soyadını almasından sonra “Atatürk Orman Çiftliği” olarak anılan bu çiftlik, Ankaralıların gözdesi olur.

Ulu önder sabır göstermiş, cebinden parasını harcamış ve Mr. Schmidt’in itirazlarına rağmen hedefine ulaşmıştı. Ama dedim ya ucundan köşesinden sürekli tecavüze uğradı bu orman. Meşhur kimilerine göre külliye, kimilerine göre kaçak saray da tam bu bataklığın üstüne kuruldu. Anlayacağınız Türk siyasetinin merkezi eski bir bataklığın üzerine kurulmuş durumda. Onun içindir ki geçtiğimiz gün MHP lideri Devlet Bahçeli sözlerinin siyaseten olduğunu söyleyince birden aklıma bu geldi. Türk siyaseti neyin üstünde duruyor bilelim ki ona göre tepki verelim.

Peki Mr. Schmidt’in “Burada ya sabır tükenir ya para” sözü günümüze nasıl yansıyor derseniz onu da anlatmaya çalışayım.

Mesela iktidar okulların ihtiyaçlarına, öğrenci, öğretmen ve velilerin taleplerine kulaklarını tıkamış durumda. PISA verilerine göre bile Türkiye’de her beş çocuktan biri parası olmadığı için okula aç gidiyor. Buna karşın Cumhurbaşkanlığı verilerine göre taşımalı eğitim gören ve öğle yemeği verilen öğrenci sayısı geçen yıl 2022’ye göre 166 bin azaldı. Hatta ve hatta 6 Şubat depremlerinden etkilenen kentlerde verilen ücretsiz okul yemeği de hiçbir resmi duyuru yapılmadan fiilen kaldırıldı.

Tasarruf tedbirleri kapsamında halk eğitim kursları hocaları sözleşmeli olduğu için kurslar bu sene açılmadı. Yani Ankara’da para sana, bana tükendi. Bazıları için hala var olan o kasanın dibinde kalan son delikli kuruşlar harcanıyor. Peki vatandaşın sabrı dersen o da aslında tükendi. Şimdilik homurtular halinde geliyor sesleri ve iktidar da bunu görüyor. Nereden mi biliyorum. Meclis kapanınca açılan, meclis açılınca kapanan parktan biliyorum. Tam TBMM karşında ya birileri gelip eylem yaparsa korkusu ile park kapatıldı. Bakalım başka nereleri kapanacak ve de sabrı tükenen halk ne yapacak?