Nöbetçi Eczaneler
Günümüzde kullandığımız ‘İçimizdeki İrlandalılar’ ifadesi ‘bizden gözüküp de aslında bizden olmayan’ ‘kendi içimizdeki casus, kendi içimizdeki düşman’ anlamlarında kullanılıyor.
Gelin bu sözün çıkışına ve günümüze bir bakış atalım.
O günlerde yani 1998 Dünya Kupası’na katılmayı başaramayan A Milli Futbol takımımızın bir sonraki hedefi 2000 Avrupa Şampiyonası’ydı. Eleme grubunda Almanya, Finlandiya, Kuzey İrlanda ve Moldova ile aynı gruba düşen Türkiye, başarılı bir grafik sergilemesine rağmen Almanya’yı geçemeyerek grubunu ikinci sırada tamamladı. Bu da finallere katılabilmek için baraj maçı oynamamız demekti. İrlanda Cumhuriyeti ile ilk maçımız 13 Kasım’da Dublin’de oynandı. Tayfur Havutçu’nun penaltısıyla skoru 1-1’e getiren Türkiye avantajlı bir skor almış oldu. Deplasmandaki ilk maçtan 1-1’lik beraberlikle ayrılmak kötü bir sonuç değildi. Türkiye’deki rövanş maçında Türkiye avantajlı gözüküyordu zira o yıllarda deplasman golü avantaj kuralı olduğu için ikinci maçta 0-0’lık beraberlik bile Türkiye’ye yarıyordu. Buna rağmen Türkiye’deki bazı çevreler sert şekilde takımı eleştirmeye başladı.
Teknik Direktör Mustafa Denizli ile basının arası limoniydi. Bunun sebebi ise eleme gruplarında Türkiye’nin kaybettiği puanlardan sonra Mustafa Denizli’nin çok eleştirilmesiydi. Türkiye’nin eleme grubunda favori olarak çıktığı Finlandiya maçını kendi evinde 3-1 kaybetmesi ve güçsüz Moldova’ya puan kaptırması; takımın grubu ikinci bitirip baraj maçı oynamak zorunda kalmasının sebebi olarak kabul ediliyordu. İrlanda ile oynanacak baraj maçları öncesi de ortalık gergindi. Dublin’den avantajlı skorla dönülmüş olması bile eleştirileri engellemedi.
Bursa’da sadece dört gün sonra oynanacak rövanş maçı öncesi ortalık hala çok gergindi. 17 Kasım 1999’da Bursa Atatürk Stadı’nda Türkiye ile İrlanda 1-1’lik maçın rövanşında karşı karşıya geldi. Müthiş bir gerginlik içinde kıran kırana geçen maçta her iki takım da müsait pozisyonlardan yararlanamadı. Karşılaşma 0-0 sona erdi ve Türkiye deplasman golü kuralıyla turu geçen taraf oldu. Yaklaşık 2 senedir devam eden sinir harbi sona ermiş, Türkiye zor da olsa EURO2000’e katılma hakkını elde etmişti.
Ancak teknik direktör Mustafa Denizli’nin söyleyecekleri vardı. Maç sonrası sevinç içindeki Mustafa Denizli’ye sahanın içine girerek duygularını soran muhabire, tecrübeli teknik adam şu yanıtı verdi:
“Bir içimizdeki İrlandalılar var bir de dışımızdaki İrlandalılar. Dışımızdaki İrlandalıları yendik ama asıl önemli olan içimizdeki İrlandalılar yenmemiz.”
Mustafa Denizli’nin bu sözleri uzun zamandır kendisini sert şekilde eleştiren medya ile hesaplaşma anlamı taşıyordu. Ertesi gün de benzer açıklamalarını sürdürdü. ‘İçimizdeki İrlandalılar’ ifadesi artık tarihe geçmişti. Günümüze geldiğimizde CHP içindeki durumun bu olaydan farkı var mı? Yıllar sonra birinci parti olmuşsun, yine yıllar sonra belediye yönetimlerinde ezici bir çoğunlukla söz sahibi sensin. Hey hat, gel gör ki içinden çıkan İrlandalılar seni alaşağı etmek için çaba sarf ediyor. Bakalım bundan sonra durum ne olacak? Milli takım gibi tekrar bir Avrupa başarısı için yıllarca yeni bir jenerasyon mu bekleyecek, yoksa CHP içinde ki İrlandalıları geçip ilk seçimde istediği golleri atabilecek mi?
