Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Tayfun ÇAVUŞOĞLU

CHP’ye oy veren seçmen işte böyle cezalandırılıyor

31 Mart yerel seçimlerinde o güne dek AK Parti’nin elindeki mahalli idarelerin büyük çoğunluğu CHP’ye, bir kısmı da Yeniden Refah, DEM Parti ve İYİ Parti’ye geçti. Bursa’da CHP’li Mustafa Bozbey Büyükşehir, Erkan Aydın Osmangazi Belediye Başkanı oldu, Haşim Ali Arıkan Harmancık’ta, Şükrü Erdem Mustafakemalpaşa’da seçimi kazandı. Zaten CHP’de olan Mudanya, Gemlik ve Nilüfer’de CHP adayları Deniz Dalgıç, Şükrü Deviren ve Şadi Özdemir başkan seçilirken, İYİ parti ise Karacabey ve Yenişehir’de seçimi kazanan parti oldu.

AK Partili başkanlardan görevi devralan başkanlar, karşılaştıkları tablo karşısında şoke olmuş, bu kadar borcun nasıl yapıldığını anlamaya çalışarak kamuoyuna duyuruyorlardı ki… Bunca borcun içerisinde kendilerini AK Parti Hükümeti kaynaklı bir kemer sıkma söyleminin cenderesinde buldular. Kasada beş para, hükümette de olumlu bir yaklaşım yoktu.

Aslında bu noktada yapılması gereken iş, borç miktarına bakılmadan tek koşulu kentsel sosyal ve kamusal hizmetlerden kaynaklı olmak şartıyla borç jübilesi olmalıydı. Bu ilk kez gündeme gelen bir konu değildi, 1960’lardan buyana bazen beş bazen onar yıllık periyotlarda yerel yönetim borçları tahkim ediliyordu ki… Bu kez tam tersi oldu… AK Parti hükümeti, yerel yönetimlerin borçlarını tahkim ne demek, tam tersine “tahsilat” için düğmeye bastı…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı kabinesinin, bakanlıkların “itibardan tasarruf olmaz” yaklaşımından zerre taviz yokken, kamuda tasarruf tatlı bir hayalden öteye geçemezken, belediyelerin İller Bankası’ndan aldıkları paylarda her ay yüzde 25, yüzde 40 kesinti yapılıyor…

Zaten ağır borç yükü altında ezilirken, üzerine bir de İller Bankası gelirlerine el konan belediyelerden ne hizmet bekleyeceğiz? Nasıl bekleyeceğiz? Yapmak isteseler bile ne kadarını uygulayabilecekler?

Hiç değilse çalışanların maaşlarını ödeyebildiklerine şükreden belediyeler var, çalışanların maaşlarını ödeyemeyenler var…
Oysa iktidardan beklenen neydi? Ağırlıklı çoğunluğu AK Partili olan belediyelerin neredeyse 15-20 yıldır birikmiş borçlarının, bugün vatandaşa hizmeti engellemesine müsaade edilmemesi…

AK parti tam tersini yaptı, yapmaya da devam ediyor.
Belediyeler hizmette zorluk yaşıyor, maaş ödemede zorluk yaşıyor, projelerini yürütmede zorluk yaşıyor.
Bu tutumun sandıkta iktidar partisine bir faturası olacak mı, olmayacak mı (sayılı günler elbet geçiyor) göreceğiz…

***

Tüm bunları yeniden hatırlamamıza yol açan konu, Ferhat Akyüz imzasıyla praksisguncel.org’da yayınlanan yazı oldu. Okumanızı öneririm: Sermayeyi değil “yereli” tahkim etme zamanı: Belediye borçlarına dair bir tahkim önerisi

Akyüz, yakın tarihten tahkim örnekleri aktardığı yazısında, bilhassa belediye ve belediyelere bağlı kuruluşlara ait borçlarının tahkiminin 1965 yılında 691 sayılı kanunla gerçekleştiğini hatırlatarak, 1965’te Belediyeler ve bunlara bağlı işletmelerinin devlete ya da KİT’lere olan 825 milyon TL’lik borcunun tahkim veya terkin edilerek “mali ameliyat” yapıldığını hatırlatıyordu. Tahkim ve terkin, borcun tahsilinin faizsiz olarak taksite bağlanarak çok ileri bir tarihe atılması veya tahsilattan vazgeçilmesi yani silinmesi demek. Bu uygulama çeşitli hükümetler döneminde defalarca tekrarlanmıştı. Çünkü şehirleşme aşamasında kentleşme hızının artışı nedeniyle, sosyal sınıfların yükselen talepleri ve belediye hizmetlerinin genişlemesi gerekliliği karşısında siyasal partilerin de bir duruş ortaya koyması gerekiyordu. Bu uygulamanın sonucu olarak da belediyeler daha kolay kentsel hizmetler sunabildiler. Zaten AK Parti iktidarının ilk dönemlerinde de 2003-2004 yıllarında belediye borçlarına ilişkin (o zamanki sıfırlarla 19 katrilyon lira civarındaydı) bir düzenleme ile kısmi bir tahkim yapılmıştı. 2011’de de 45 katrilyon liraya ulaşan devlete ait enerji kuruluşlarının borçları AK Parti tarafından mahsuplaşma, terkin ve ödeme planı ile tahkim edildi.

AK Parti’nin tutumu eskiden beri belli… AK Parti’nin yerel yönetim politikaları, muhalefetteki belediyelere nefes aldırmama üzerine kurulu. Madem ki 31 Mart seçimlerinde mahalli idarelerin yönetiminin büyük çoğunluğunu muhalefet partileri kazandı, o halde borçları da onlar ödemeliydi. Kimin, hangi koşullarda borç yaptığının önemi yoktu yani… AK Partili Alinur Aktaş‘ın beceriksizliğinin faturasını Mustafa Bozbey ödemeliydi mesela… CHP’nin belediye meclislerinde azıklıkta olması nedeniyle 2019-2024 döneminde Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a fiilen blokaj uygulayan, kredilerini onaylamayan, merkezi bütçeden destek vermeyen, kamu çıkarını yok sayarak su hattı çekilmesini bile engelleyen AK Parti muhalefet anlayışı, bugünkü ekonomik zorluklar karşısında bunalan belediye yönetimleri için kamu çıkarını gözetme eğiliminde değil elbette…

Tahkim ve terkin; AK Parti iktidarının yerel muhalefetteki amacının CHP’li belediyeleri zora sokmak, maaş ödeyemez, hizmet yapamaz hale getirmek, dolayısıyla CHP’ye oy verenleri cezalandırmak olduğunu bir an için unutursak, gayet yerinde bir öneri… AKP’li belediyelere dokunmayıp, CHP’li belediyeleri ve bilhassa İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni kıpırdayamaz hale getirmek için her şeyi yapmaya devam edeceklerini tahmin etmek zor değil…



YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER





Verified by MonsterInsights