Nöbetçi Eczaneler
Cep telefonunu açacaksın, uygulamaya gireceksin, canın kime istiyorsa tıklayıp oyunu vereceksin… Sayım da otomatik olacağından, oylama işlemi bittikten birkaç saniye sonra kazanan kaybeden tüm detaylarıyla ortaya dökülüverecek. Ne trafoya kedi girecek ne de yıllardır tartışılan “mühürsüz oylar da geçerlidir” türü garabetlere gerek kalacak….
Kulağa hoş geliyor tabii… Ama işin içinde “dijital işlem” varsa, elbette ki bin bir türlü suiistimal ihtimali de var demektir. Bu nedenle önlemleri de ona göre almak lazım. Bu elektronik oylama hadisesinde suiistimallere karşı önlem nasıl alınır, hangi yöntemlerle bu işlem güvenilir hale getirilir, bu konu uzmanlarının işi ama tabii meslekten yazılımcı Başkan’a bu soru da soruldu.
Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir düzenlediği basın toplantısında hem mahalle komiteleri seçimlerinin dijital ortamda yapılacağını hem de “Nilüfer her yerde” uygulamasını anlattı. Nilüfer Kent Konseyi’nin katılımcılığı ön plana alan mahalle komitelerinde adaylık başvuruları ve seçimler dijital ortama taşındı. Seçmenler adayları aynı ortamdaki sayfalardan öğrenebilecek, tanıyabilecek, üstelik oy da verecek. Bu da herkesin cep telefonlarına indirebileceği Nilüfer Belediyesi’nin “Nilüfer her yerde” uygulamasıyla mümkün olacak. (Bu uygulama hayatın her alanı için, vergi ödemelerinden başlayarak Nilüfer Belediyesi’nin tüm hizmetlerine ulaşmak mümkün, konuyla ilgili basın toplantısının detaylarını BURAYA tıklayarak okuyabilirsiniz.)
Nilüfer’in demokratik yaşamında özel bir yere sahip olan mahalle komitelerinde adaylık ve seçim sürecinin 25 Kasım itibariyle başladığını belirten Şadi Başkan, Nilüfer mahalle komitelerinin 15 yıldır Türkiye’de örnek bir model oluşturduğunu vurguladı. Komitelerin en önemli özelliklerinden birinin farklı yaş, meslek ve sosyo-ekonomik düzeylerden insanları ortak amaç etrafından birleştirmesi olduğunu belirten Şadi Özdemir, bu çeşitliliğin mahalle sorunlarına çok yönlü çözümler sunduğunu ifade etti. Bu komiteleri “önemli” kılan özellik ise, Mustafa Bozbey’in Nilüfer Belediye Başkanlığı döneminden buyana olduğu gibi, bugünkü Başkan Şadi Özdemir’in de verdiği söz: “Mahalle komitesinin itiraz ettiği hiçbir projeyi o mahalleye yapmıyoruz, yapmayacağız.”
İşte mahalle halkının her 500 seçmen için 1 üye seçerek oluşturacağı mahalle komitelerinin seçimlerinde, Nilüfer seçmenleri elektronik oylamayla tercihlerini belirleyecek. 15-22 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek bu oylama “muhtemelen” Türkiye’de bir ilk olacak, teyit eder mi diye Şadi Başkan’a da sorduk.
Şadi Özdemir, “muhtemeldir, ilk olabilir ama bu yönde bir bilgiye sahip değiliz. Net bilmeden Türkiye’deki ilk örnek olduğunu söyleyemeyiz ama Bursa’da ilk olduğunu söyleyebiliriz. Bursa’da bilinen başka bir örneği yok” cevabını verdi.
Bu meslekte, “en büyük, ilk, Balkanların ve Ortadoğu’nun en büyük…” gibi benzetmelerin eninde sonunda mahcubiyete yol açtığını öğrenecek kadar zaman geçirdiğimden… “Muhtemelen Türkiye’deki ilk elektronik seçim bu olacak” deyip geçmeyi tercih ediyorum. Bilinen ilk uygulama olması bakımından önemli bir adımdır, ülkede yerel-genel seçimlerin de benzeri yöntemlerle yapılmasının konuşulduğu (hatta Nasuh Mahruki’nin kaygılarını dile getirdiği için tutuklandığı) bir ortamda, çok da dikkat çekicidir.
KONU KREŞLER… ŞADİ ÖZDEMİR’DEN MEB YORUMU
Türkiye’nin gündeminde bir de kreş meselesi var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın CHP’li belediyelere gönderdiği yazı, kreşleri olan Nilüfer Belediyesi’ne de geldi mi?
Başkan Özdemir’in bu konudaki sorumuza cevap verirken, CHP’li belediye başkanlarının kreşleri her şeyden önce “kadınların özgürlüğü” olarak gördüklerinin altını çiziyor. Seçimlerden önce her belediye başkanının vaatleri arasında kreşler de olduğunu, İstanbul ve Ankara’da 100 günde 100 kreş vaat edildiğini hatırlatıyor, hatta Hükümet partisindeki adayların da kreş açmayı vaat ettiğini, bu konuda yasal bir sorun olmadığını da vurguluyor.
Şadi Özdemir, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kreş açarak elde ettikleri pozitif algı ve performansa dikkat çekerek, AK Parti hükümetinin gündem değiştirmek için bu yönde adımlar attığını da düşünüyor ve ekliyor:
“Nilüfer Belediyesi olarak bizim 2 kreşimiz var, 3’ncüyü açacağız. İki tane protokolümüz var, temeli atılacak, iki tane de hazırlanmış protokolümüz var. Eğer bunları elimizden alacaklarsa, biz yapmayacağız. Merkezi hükümetin elini kolunu bağlayan yok. Eğer istiyorsa Milli Eğitim Bakanlığı, daha okul yapmıyor, çeşitli bölgelerimizde okul yapmayan Milli Eğitim Bakanlığı kreş mi açacak? Özellikle kadınların özgürlüğü üzerinden, zaten yıllardan beri, İstanbul Sözleşmesinin iptalinde de gördük, kadınları eve kapatmak, yemek yapan çocuk bakan pozisyonda düşürme anlayışı var bence. İkisini birlikte düşününce, gündem saptırmak için bunları söylüyorlar diye düşünüyorum.”
Özdemir, 0-6 yaş grubu anaokullarında Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetim yetkisine bir itirazının olmadığının altını çizerek, “MEB’in denetim yetkisi elbette olmalı diye düşünüyorum ama elimizden alma yetkisi olamaz. Olursa, elimizden almasına gerek yok, önce kendileri yapsınlar Nilüfer’de 25 kreş, ben de bunları MEB’e vereyim. Sorun yok. Çünkü amaç kadınların çocuk nedeniyle iş hayatından uzaklaşmaması eve mahkum kalmaması” diyor.
Toplantıdan aktaracaklarım bu kadar.
Bakalım CHP’li belediyelere kreş konusunda çıkartılan bu kriz aşılabilecek mi? Nasıl aşılacak?
