Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Halil FERAH

Uyumsuzluk

Genel olarak “olması beklenen” ile “olan” arasındaki ilişki üzerinde yoğunlaşan uyumsuzluk teorisi, gülmenin kaynağını “umulmadık, mantıksız veya şöyle ya da böyle uygunsuz olan bir şeye karşı gösterilen zihinsel tepkilerde” aramaktadır.  Metnin bu bölümünü Yrd. Doç. Dr. Onur Aykaç’ın Uyumsuzluk (uyuşmazlık) teorisi bağlamında ortaoyunu metinlerinin incelenmesi adlı makalesinden aldım.

Gülme, yıkılan bir umudun hiçliğe doğru ani değişiminden doğan bir duygudur” diyor Alman filozof Kant. Bizde ise “güleriz ağlanacak halimize” deyimi vardır. Eee ne şimdi bunlar derseniz. Artık çevreme bakıyorum, yaşanan olaylar karşısında insanlar gülmeye başladı. Yani meclis başka sokak başka fikirde olunca durum bu oluyor.

İktidar meclisteki çoğunluk ve bürokrasideki güç sayesinde istediğini, istediği şekilde uyguluyor. Fakat bunun sokakta karşılığı var mı derseniz işte orada durum artık ayan beyan kendini gösteriyor. Yani uyumsuzluk teorisi burada işliyor. Yaşadıklarımıza bakarsanız bunu ne t olarak görüyoruz. Mesela Narin cinayetinde toplumda duyulan hisler ile siyasetin konuya bakışı herkesi güldürüyor artık. Ya da başka konu, yeni doğan çetesi dedik, yargılaması başladı, toplumda beklenti, hastane sahibinden, 112 sistemine, sağlık bakanlığından, SGK’ya kadar tüm yönlerin açığa çıkarılması ve fakat, 112 ile ilgili soru bile sorulmuyor yada sordurulmuyor.

Bu durum herkesin içinde alev olurken yüzlerlerde acı bir tebessüm. Teğmenler olayı ha keza, suçlamaya bakıyorsun, yapılmak isteneni görüyorsun, yine karşında o güç ve yüzünde gülümseme. Peki ya Nasuh Mahruki olayına ne dersiniz?

1999 yılında o acı olayda tüm gözlerin aradığı o AKUT yazılı tulum giymiş insanlar kahraman değil miydi. Hala kulaklarımızda çınlayan “Sesimi duyan var mı?” nidası. O harabeye dönmüş binalarda gözünü kırpmadan can kurtaran insanları bir araya getiren adam; yok kaçma şüphesi, yok delil karartma diye içeri atılıyor. Yani kırk katır mı, kırk satır mı misali.

Sokakta insanların yüzünde yine bir acı gülümseme. İçlerinde ise keser döner sap döner gün gelir hesap döner deyimi. Bakın ne ahmak davasına giriyorum, ne de iler tutar yanı olmayan kayyım konusuna. Farkında mısınız, kimse ne asgari ücreti konuşuyor, ne emekli maaşını, umudunu kesti herkes. Umudun kalmadığı an hayatına aldığın insanların kaybolduğu andır. Derler ya herkes yeni insanlar yeni umutlar arıyor. Yüzünde gülümseme ve olması gerekeni erkene alıp bekleneni erkene alma telaşı ile izliyor bugünü.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER





Verified by MonsterInsights