Bu kadar mı karamsar bir şehir haline gelmiş Bursa, bu kadar mı kasvete bürünmüştü? Tam göbeğinde olduğumuzdan fark etmek zor da olsa bu kadar mı sıkılmış yüreğimiz, göğsümüzün tam ortasına bir fil oturmuş gibi, bu kadar mı ağır bir havayı solumak zorunda bırakılmışız? Yerel seçim sonucunda Bursa’daki CHP’li belediye sayısı başta Bursa Büyükşehir olmak üzere 7’ye yükselince elbette birçok şeyin değişeceğini biliyorduk ama bu denli güzel bir iklimi hayal etmeye bile cesaretimiz kalmamıştı, öyle anlaşılıyor.
Mazbataların verilmesi o günlere rastlayan bayram tatili nedeniyle biraz uzadığından -nisan ayını görevde saymasak da olur diye düşünüyorum- aradan geçen 6 ayın sonunda gördüğümüz o ki, Bursa’nın sosyal ikliminde belirgin bir değişim rahatlıkla gözleniyor.
Bir kere belediyelerin yaptığı her işte cemaat-tarikat bağlantısının adeta sırıttığı günler geride kaldı. Herkes biliyor ki Büyükşehir’de Mustafa Bozbey’in, Osmangazi’de Erkan Aydın’ın kimi cemaat ve tarikatlara, kimi din taciri derneklere belediye gayrimenkullerini-hizmetlerini neredeyse bedelsiz peşkeş çekme diye bir yaklaşımı olmaz.
Şimdi elbette geçmişteki işlerin envanterini çıkarma zamanıdır. Büyükşehir’de Alinur Aktaş’ın, Osmangazi ’de Mustafa Dündar’ın cemaat-tarikat vakıflarına-derneklerine adeta peşkeş çektiği, kiraların olması gerekenin ancak yüzde 1-2’si düzeyinde olduğu (üstelik buna rağmen çoğu ödenmiyordu), çoook uzun dönemli kiralamaların yapıldığı binaların listesi elbette çıkarılacaktır. Bunların birer birer boşalttırılıp belediye envanterine döndürüleceği, ihtiyaç durumunda da gerçek STK’ların hizmetine sunulacağı günlerin de uzak olmadığını umuyorum.
İlk 6 ay gerçekten önemli bir zamandı. Başkanların kendi kadrolarını kurduğu, liyakatin ön plana alındığı bir dönem olarak bilinçli adımlarla aşılması, belediyelerin bundan sonraki hizmetlerinin verimli olması açısından önemliydi. CHP’li belediyelerin bu konuda önemli yol aldığını söylemek sanırım hata olmaz.
HANİ 30 AĞUSTOS HALKI İLGİLENDİRMİYORDU?
6 ay içerisinde şunu gördük ki, Bursa’nın büyük bölümünde o karamsar hava dağılmaya başlandı. İlk canlı örneklerini 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve ardından 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda görmüştük, o büyük coşku 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda da büyüyerek devam etti. Üstelik artık hiç kimse “30 Ağustos halkın genelini ilgilendiren bir bayram değildir” diye saçmalamıyordu, şehir içi ulaşım da ücretsizdi. Bursalılar meğer ne çok özlemiş milli bayram coşkusunu, o günü doya doya yaşadılar.
Şimdi Cumhuriyet Bayramı’nda aynı coşkuyu yüreklerimizde hissediyoruz. Bursa’nın neredeyse her köşesi Ay Yıldızlı bayrakla kaplanıyor, çok sayıda etkinlik düzenleniyor.
42 BİN BAYRAK, AYNI ANDA SALLANIRSA…
Sözü burada kendi aramızda ilk dönemde Timsah Arena dediğimiz 100. Yıl Atatürk Stadı’nda oynanan Bursaspor-Kütahyaspor karşılaşmasına getirmek istiyorum. Tribünlerde 42 bini aşkın taraftara (misafir tribünündeki konuk taraftarlar dahil) Türk bayrağı dağıtan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, 42 bin küsür kişinin hep bir ağızdan söylediği 10. Yıl Marşı’nı izlerken, tribünleri son hızla gezen bir drone ile bu anlar kaydediliyordu. Sonradan Büyükşehir’in sosyal medya hesaplarında 42 bin bayrağın dalga dalga dalgalandığı bu görüntüleri izledim, tek kelimeyle müthişti. Görmemiş olanların izlemesini öneririm.
Bu coşku hiç dinmeyecek! 🇹🇷
Müthiş taraftarımızın önünde, Belediye Kütahyaspor’u 3-0 yenen Bursasporumuzu yürekten kutluyorum.
42 bin 740 adet Şanlı Türk Bayrağımızı dalgalandırarak, Cumhuriyetimizin 101’inci yılını büyük bir coşkuyla kutladığımız taraftarımıza yürekten… pic.twitter.com/EeBbjn5pqL
— Mustafa Bozbey (@mustafabozbey) October 26, 2024
Bursaspor taraftarı dediğimiz kitle elbette “tek tip” yani “homojen” değil… Herkesin kendisine göre farklı siyasi parti tercihi, siyasi-sosyal yaklaşımı olabilir ama iş Cumhuriyet’e, Bayrağa geldi mi, renk aşkı gibi birleştirici. Cumhuriyet Bayramı haftasına denk gelen bu karşılaşma vesilesiyle, AK Parti yönetimlerince 20 küsur yıldır unutturulmaya çalışılan bu gerçeği bir kez daha hatırlamış olduk.
Kısacası Bursa’da iklim yavaş yavaş değişiyor… Milli bayramların hak ettiği gibi kutlanması bile bu kente güler yüzlü bir hava katmadı mı?
Yerel seçimde tercihini AK Parti’den yana kullanan diğer ilçelere gelince… Oralarda bile (elbette ki ilçeler arasında ayrım yapmayan Büyükşehir Belediyesi’nin bu işte dahli var) yüzler gülmeye başladı.
ALİNUR AKTAŞ’IN MUDANYA’YA YAŞATTIĞI ZULMÜ UNUTTUK MU?
Başlatıp bitirdiği tek bir büyük projesi olmayan, bu nedenle de gidişinin üzerinden daha 6 ay bile geçmeden Bursa’da adı neredeyse unutulmaya yüz tutan Alinur Aktaş’ın yönetimindeki AK Partili Bursa Büyükşehir döneminde, CHP’li Mudanya Belediyesi ve Mudanyalılara yapılan zulmü unutmuş değiliz herhalde? Dönemin Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’a sorarız, detaylarıyla anlatır, hatırlatır. Tabii bu arada Hayri Başkanı anınca, onun Mudanya Mütarekesi ile ilgili geçmişte attığı adımların ne kadar önemli olduğunun bugünlerde bir kez daha teyit edildiğini, mütareke etkinlikleri çerçevesinde halefi Deniz Dalgıç’a çok önemli bir sosyal yol haritası bıraktığını da ifade etmek gerek.
Bu arada kasvet denince aklıma geliveren İnegöl’ü düşünüyorum, Orhangazi’yi, Kestel’i, Gürsu’yu… Metal yorgunu iktidarın ruhu yorgun belediyelerine örnek oluyorlar adeta. Bursa Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında Yıldırım’ı, Karacabey’i, İnegöl’ü mahrum bırakmadı, programlarında yer verdi. Aslında Bursa’nın merkez ilçesi olmasına rağmen mağduriyetler beldesi halinde kalıp, çoraklaşmayı üzerinden atamayan İnegöllüler, İznikliler de CHP’li bir belediye yönetimini çoktan hak ediyor, Kestel, Gürsu ve diğerleri de… Hele dağ ilçeleri…
İlk sandıkta bu da olacak elbette… İnegöl, İznik, Orhangazi ve diğer ilçeler liyakatsiz AK Parti kadrolarının elinde daha ne kadar kalacak ki?
Gülebiliyorsak! Ayrımsız, hep birlikte gülebilelim…
***
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun… Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını sevgi ve saygıyla anıyorum.